*Sanat hakkında söylediklerinin yanlış olduğu o kadar belli ki. Bir düşün aynılarını zamanında Adolf Hitler de söylemiş. Nazi söylemi bunlar.
A şahsı X iddiasında/ davranışında
B şahsı X iddiasında/ davranışında
B şahsı kötüdür.
...........
O halde A şahsı da kötüdür ve X yanlıştır.
Eğer zihninizde bir grup hakkında(Almanlar, kadınlar, erkekler, cerrahlar vb.) güçlü bir şema mevcutsa ve bu şemalarla ilgili kalıpyargılara sahipseniz hatalı yargılarda bulunmaya da elverişlisiniz demektir.
Bir yargıya karar varırken genelde verilerin ne kadar tutarlı veya tutarsız olduklarıyla ilgileniriz.
*Tipinde meymenet yok, gelmiş bize ders veriyor.
*Bu tasarımda bir hata var. Yazılar bir kenarda birikmiş ve çok fazla göz görüyorlar.
Hiçbir sabah otobüse vaktinde binmeyi beceremeyen insan mı söylüyor bunu?
...
Çıkarsama biçimi:
A şahsı X iddiasında/ davranışında.
A şahsının kötü bir özelliği var.
............
O halde X yalnıştır.
Safsatacı iddianın kendisine karşı bir veri, delil ya da akıl yürütmeye dayanan bir sav sunmak yerine iddianın sahibine saldırmaya, onun kötü bir özelliğini ortaya atmaya bu yolla da izleyici( kurbanı) ikna etmeye niyetlenmiştir.
UYARI
(Öncelikle bir çıkarsamada bulunması gerekir.
Düz hakaret veya küfür Ad Hominem değildir.
Çıkarsamada da öne sürülen olumsuz özelliğin konuyla alakasız olması gerekir.)
Bu safsatanın işe yaraması :
İnsanlar, bir şahsa ait tek bir kötü özelliği o şahısta genelleştirme eğilimindedirler ve bu fenomene " şeytan etkisi" denir.
Toplum mu insanın eseridir insan mı toplumun? Hangisi diğerini inşa ederse etsin,kabul etmek zorunda olduğumuz iki gerçek var: Birincisi insanların topluluktan ve toplum normlarından ayrıldıkları zaman kendilerini huzursuz hissettiğidir.Çoğunluğa uymak bir "onanma" biçimi olarak insanlara rahat hissettirir.İkincisiyse toplumların gerçekten de farklı düşünenleri dışlayabileceği gerçeğidir.
"...Bir grubun üyesi olup olmadığımız, doğrudan doğruya
o grubun normlarına uyma konusunda baskı hissedip hissetmediğimizle anlaşılabilir, aidiyetimizin kuvveti bu baskının boyutuyla ölçülebilir. Nitekim bizlerin gruplara aidiyetimizi belirleyen şey, gerçeklestiremeyecek olsak bile normlara uyma taahhüdümüzdür."
"Üstelik şemalarla ilgili bir problem daha vardır ki bunu sevimsiz bir isimle anarız: Dış grubun homojenliği algısı. Yani, eğer içinde kendinizin olmadığı bir 'dış grup' varsa, bu grubun üyelerini homojen, yani birbirine tıpatıp benzer sekilde algılamanız muhtemeldir."
"Eğer zihninizde bir grup hakkında (Almanlar, kadınlar, erkekler, cerrahlar, basketbolcular vb.) güçlü bir şema mevcutsa ve bu şemayla ilgili kalıpyargılara sahipseniz hatalı yargılarda bulunmaya da elverişlisiniz demektir."
İnsanlar korku gibi olumsuz bir duygunun etkisi altındayken, olumsuz, yüreğe su serpen açıklamalardan ziyade işlerin sandıklarından daha kötü olduğuna yönelik açıklamalara prim verirler.