O kadar ki, dünyada olan biten diğer olaylar onu hiçbir şekilde ilgilendirmezdi. İşte, Jakob Mendel, otuz seneden fazla bir zamanı, bu masanın başında aralıksız okuyarak, karşılaştırarak, dünyadan uzak, bitmez tükenmez bir rüyada yaşar gibi geçirmişti.