Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sahaf Mendel

Stefan Zweig

Sahaf Mendel Gönderileri

Sahaf Mendel kitaplarını, Sahaf Mendel sözleri ve alıntılarını, Sahaf Mendel yazarlarını, Sahaf Mendel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
En azından kitapların, birisi öldükten sonra onun arkadaşlarıyla iletişim halinde kalmak, böylelikle kendimizi tüm yaşamların acımasız kaderi olan fanilik ve unutmuşluk karşısında savunmak için yazıldığını bilmesi gereken ben, unutmuştum onu.
Biz geçer geçmez rüzgar kumdaki ayak izlerimizi yok edecekse , yaşamak neye yarardı?
Reklam
Sahaf mendel
Ülkenin ücra bir köşesine yaptığım ziyaretten Viyana'ya yeni dönmüştüm, istasyondan eve doğru yürüyordum ki birden şiddetli bir yağmura yakalandım; öylesine şiddetliydi ki yoldan gelip geçenler alelacele kapı girişlerinin altına sığınmak zorunda kalmıştı ve ben de bu şiddetli yağmurdan kaçmanın yerinde olacağını düşündüm. Neyse ki başkentin hemen her köşesinde bir kafe vardır. Ben de şapkamdan damlayarak omuzlarımı sırılsıklam eden yağmurdan kaçıp en yakındaki kafeye yöneldim. Not: Sayfa 7 ve Sayfa 68 (Özet niteliğinde) Sonra ayrıldım, böylesine basit ve insancıl bir şekilde, ölen bilgenin anısını besleyen bu mükemmel yaşlı kadınla kendimi karşılaştırdığımda, kendimden utandım. O okumamış kadın, en azından hatıra olarak onun bir kitabını saklanmıştı oysa ben bir eğitimci ve yazar olarak yıllar içinde Sahaf Mendel'i tamamen unutmuştum. En azından kitapların, birisi öldükten sonra onun arkadaşlarıyla iletişim halinde kalmak, böylelikle kendimizi tüm yaşamların acımasız kaderi olan fânilik ve unutmuşluk karşısında savunmak için yazıldığını bilmesi gereken ben, unutmuştum onu.
Dekalog Yayınları
Sahaf mendel
"Jacob Mendel, titriyordu fakat cevap vermedi. Zavallı, eşyalarını bırakıp, tek kelime etmeden ayrıldı." "Berbattı" dedi Bayan Sporschil, "O ânı asla unutmayacağım. Ayağa kalktı, gözlüğünü alnına doğru itti ve yüzü bir kâğıt gibi bembeyazdı. Ocak ayında olmamıza ve havanın çok soğuk olmasına rağmen paltosunu giymek için bile durmadı. Savaştan hemen sonraki o şiddetli kışı hatırlarsınız. Korkusundan, okuduğu kitabı bile masada bırakmıştı. İlk başta fark etmedim sonra kitabı aldım, arkasından koşup ona vermek istedim ama tökezleye tökezleye kapıdan çıkıp gitmişti bile."
Sayfa 61 - Dekalog Yayınları
Sahaf mendel
Kafenin yeni sahibi Retzli Florian Gurtner'in üzerinde oluşturduğu etki buydu. Her şeye el attı, eski mekânı hemen yeniden dekore etti, göze hoş görünen saten kaplama koltuklar aldı, kapı sundurmasını mermerle kaplattı ve kafeyi bir dans salonu şeklinde genişletmek için bir yer satın almak hususunda kapı komşusu ile görüştü. Doğal olarak, bu yeni dekorasyonu yaparken, savaş sırasında yetkililerle başını belaya sokan ve hâlâ "düşman uyruklu şahıs" olarak görülen, sabahtan gece yarısına kadar bir masayı işgâl ederken iki fincan kahve ve dört beş dilim ekmekten başka bir şey tüketmeyen bu pis, yaşlı, Galiçyalı Yahudi Jacob Mendel'in asalak varlığı kendisini rahatsız ediyordu. Gerçi Standhartner, bu eski konuğu için Mendel'in önemli biri olduğunu söylemiş ve kafeyle birlikte sanki bir demirbaşıymış gibi Mendel'i de devretmişti. Fakat Florian Gurtner, kafeye yalnızca yeni mobilyalar ve yeni bir kasa değil, aynı zamanda savaş sonrası dönemin kâr getirici agresifliğini de getirmişti ve banliyö pejmürdeliğinin bu son lanetli kalıntısını şık kafesinden def etmek için bir bahane arıyordu.
Sayfa 58 - Dekalog Yayınları
Sahaf mendel
Bir gün, İsa, Meryem ve Yusuf aşkına, gözlerime inanamadım; kapı açıldı, nasıl açtığını bilirsiniz,hafif aralandı kapı ve bu aralıktan süzüldü içeri, zavallı Bay Mendel. Üzerinde yırtık pırtık bir asker paltosu, başında da birisinin eskidiği için çöpe attığı, bir zamanlar muhtemelen şapka olan bir şey ve yakasız bir giysi de vardı. Yüzü, bir ölünün yüzü gibi görünüyordu; çok bitkindi ve saçları acınacak derecede seyrelmişti. Fakat o hiçbir şey olmamış gibi içeri girdi, masasına gitti, paltosunu çıkardı, ama güçlükle nefes aldığı için eskiden olduğu gibi hızlı bir şekilde çıkaramadı. Yanında hiç kitap da yoktu üstelik. Boş, manasız bakışlarını karşıya dikip orada, öyle tek kelime etmeden oturdu. Kendisine Almanya'dan gelen ve içinde basılı materyaller olan büyük bir paketi getirdiğimizde yeniden okumaya başladı. Ama artık o eski Mendel değildi.
Sayfa 54 - Dekalog Yayınları
Reklam
Sahaf mendel
Öncelikli görevleri onu karakola götürmek olan askerlerin arasında güler yüzlü bir şekilde merdivenlerden aşağı iner. Paltosunun cebinden kitaplar alındığında ve içinde yüzlerce önemli evrakın ve müşteri adreslerinin olduğu cüzdanına polis tarafından el konulduğunda çileden çıkar, direnir ve etrafındakilere saldırır. Ellerini bağlamak zorunda kalırlar. Bu mücadele esnasında gözlüğü yere düşer, onlar olmadan kitapların harika dünyasını göremediği büyülü teleskopları binlerce parçaya ayrılır. İki gün sonra, üzerinde yalnızca yazlık bir giysi ile Komorn'daki Rus sivillerin bulunduğu toplama kampına gönderilir.
Sayfa 50 - Dekalog Yayınları
Sahaf mendel
Bir saat içinde Mendel tutuklanır ve afallamış vaziyette binbaşının önüne getirilir, binbaşı kendisine kartpostalları gösterir ve bir talim çavuşu kabalığıyla bunları yazanın kendisi olup olmadığını sorar. Kendisiyle böyle sert bir şekilde konuşulmasına öfkelenen ve önemli bir katalog üzerinde yaptığı inceleme yarıda kesildiği için çok sinirlenen Mendel, kaba bir şekilde cevap verir. "Tabiki kartları ben yazdım. Bu benim el yazım ve imzam. İnsanın abone olduğu bir derginin teslim edilmesini talep etme hakkı vardır elbette, değil mi?"
Sayfa 44 - Dekalog Yayınları
Sahaf mendel
O mümtaz Bayan Sporschil haklıydı. Arkadaşımız Jacob Mendel yanlış bir şey yapmamıştı. Sonradan öğrendiğim kadarıyla, sadece onun özelliklerini bilenlerin anlayabileceği inanılmaz derecede aptalca bir şey yapmıştı.
Sayfa 41 - Dekalog Yayınları
Sahaf mendel
Mermer kaplı masada karşılıklı oturduk, orada bana Jacob Mendel'in çöküş ve ölüm hikâyesini anlattı.
Sayfa 39 - Dekalog Yayınları
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.