İşte, bu yalancı dünyanın hali böyledir; insana bazen yokuş çıkartır bazen de indirir. Şu dönen felek oldum olası hep böyledir; insana bazen sevginin balını yedirir bazen de savaşın zehrini. Kimini göklere çıkarır, kimini de düşkün bir halde yerin dibine geçirir. Kimini ta ayın bulunduğu yerden çıkartıp kuyunun dibine sokar, kimini de kuyudan çıkartıp ayın bulunduğu yere kadar yükseltir. Kimini yüceltir padişah, kimini de denizin dibindeki balıklara yem yapar. Ey dünyayı yaratan! Senin bu birbirine uymayan görünüşlerine ne birini sevdiğinden ne de ötekini sevmediğindendir. Bunlar bizim anlayamayadığımız bir hikmetin sonuçlarıdır. Yeryüzünde bütün felaketler de, saadetler de senden! Senin ne olduğunu ben nerden bileyim? Sen neysen Osun.
İşte dünyanın alışverişi böyledir. Birinden
aldığını ötekine verir. Feleğin bizi böyle aldatmasından yana başımız derttedir! Bir alçalır bir yükseliriz. imkânın oldukça, gönlünü neşelendirecek şeylerden başkasına dönüp bakma bile. Saadet anlarından faydalanmana bak. Varlıklı zamanlarında da başkalarına yardımda bulun ki, aydın günlerin kararmasın! Elindekini ye, kalanı da başkalarına ver. Madem ki onu sen kazandın, zahmetini sen çektin, ne diye düşmanlarına bırakıp gideceksin? Sana varlık veren Tanrı senin çocuklarına ve ve senin tohumundan gelecek bütün torunlarına da verebilir! Görmüyor musun ki alem Onun nimetleriyle doludur ve alemi güzelliklerle süsleyen Odur! Adaletli Tanrı verdiğinde de cimrilik göstermez. Sen gönlünü hoş tutmaya bak.