Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şairlerin Dilinden

İskender Pala

En Eski Şairlerin Dilinden Gönderileri

En Eski Şairlerin Dilinden kitaplarını, en eski Şairlerin Dilinden sözleri ve alıntılarını, en eski Şairlerin Dilinden yazarlarını, en eski Şairlerin Dilinden yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mecnun'u eder ehl-i dilin akıli irşad Behlül ile bak kıssa-i Harun-ı Reşid'e NEŞ'ET
Skender-hal isen de sedd-i nutk et piş-i kamilde Aristo-yı hakikat-bıne nakl-i macera olmaz
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Bildik ve tasdik ettik ki canı olan her şey, bir aşk hamuruyla yoğurulmuştur. Her kalbte mutlaka bir aşk vardır ve her kalb sahibi de potansiyel aşıktır. Dahası, dünyadaki gönül adedi kadar da aşk ateşi mevcuttur.
375 syf.
·
Puan vermedi
Divan edebiyatı dalında profesör olan İskender Pala, bu kitabında şairlere, bilakis gerçek şairlere atıfta bulunmuştur. Eski şairlerimiz unutulmaya yüz tutmuş, içinde bulunduğumuz devir ise bizi gelenek ve göreneklerimizden, benligimizden sıyırmıştır. Şairlerin Dilinden, biraz şairine konuşarak kültürümüzden, gelenek ve göreneklerimizden hikayeler sunarak beyitlerle zenginleştirmistir. İskender Pala bir bakıma divan şiirini bu kitap ile bize daha da sevdirmeyi amaçlanmıştır.
Şairlerin Dilinden
Şairlerin Dilindenİskender Pala · Kapı Yayınları · 2016108 okunma
Hallac-ı Mansur’un Ölümü
Rivayet ederler ki Hallâc-ı Mansur’ u “Ene ’l-Hakk” dediği için, Bağdat’ta darağacına asmadan evvel bileklerini kesmişler. Akan kanlar durmak bilmemiş ve toprakta Kelime-i Tevhit yaza yaza ta Dicle Nehri’ne ulaşmış. Dicle’ye karışınca nehir, taşarak Kelime-i Tevhit’i zikretmeye başlamış. Taşkın, giderek çevredeki bitkilere ulaşmış ve onlar da zikre katılmışlar. Halk, bir türlü bunu durduramamış. N ihayet birisi sırrı keşfetmiş ve Mansur’un bir beytini hatırlamış. Meğer o beyitte Mansur, “Kammdan Dicle taşacak ve halk onu durduramayacak. Küllerimi Dicle’ye dökmedikçe nehir benim için zikretmeye devam edecek.” mealinde şeyler söylüyormuş. Nitekim halk da Mansur’un kellesini cesedinden aymp bedenini yakmış ve küllerini Dicle’ye serpmiş. Nehir, sakinleşmiş ve eski hâline dönmüş. Bu rivayetin doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak bizim için şimdilik önemli olan husus; şairin kendi ölümünü hayattayken görmesi ve âdeta daha sonra olacaklar hakkında bir keramet göstermesidir. Bu hâl, bir kehanet değildir; Allah’ın o velî kuluna bir lütfu, yüce aşkını anlamayan kara cahillere bir tedibidir.
Samiha Ayverdi
"Bugün Kızılelma'ya kılıçla ulaşmanın artık muhal olduğu devirde yaşadığımıza göre, Müslüman-Türk'ün kılıçla değil irfanla satın alınmış ila-yı Kelimatullah gibi yüceden yüce bir gayenin eteğine yapışmadan, Türk milletinin hem kendisine, hem de dünyaya ışık saçması düşünülemez."
Reklam
Garâbetin bu da bir nev’idir ki insanlar Hakîkati bulayım der de başka yolda yürür Tesâdüf eylese bir yerde es-kazâ bir gün Hakîkat onlara, onlar hakîkate tükürür.
Sayfa 58 - Kapı
Tarihî Bir Satranç Oyunu Üzerine
Şah İsmail’in mahlâsı Hataî’dir ve halk şiiri tarzında güzel kıtalar söylemiştir. Örnek: Hataî hal çağında Hak, gönül alçağında Kâbe yapmaktan iyidir Bir gönül al çağında
Sayfa 64 - Kapı
Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz Dîvânelerin hemdemi dîvâne gerektirir. Demiş Ziya Paşa ve Nef’î eklemiş; “Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil”dir. (Özetle diyorlar ki bala sirke damlatılmış gibi olur âdapsız davranışlar. Süleymaniye’de ne bir eksik ne bir fazla taş bulamazsın.)
Sayfa 60 - Kapı
Söz gelimi Shakespeare’in Hamlet'i bir İngiliz klasiğidir ve orijinal dilini anlamak her İngilizin harcı değildir. Goethe ve Faust için de durum aynıdır. Hangi Hintli yahut İranlı, Beydaba’nın Kelile ve Dimne'sini, “Artık biz Sanskritçe bilmiyoruz’ diye dışlamaya kalkar? Bütün bunlar, klasik eserlerin ve klasik sanatların ortak kaderi iken Fuzuli’yi, Bakîyi, Nef’î’yi, Nedim’i, Galip’i biz neden dışlayalım ve onlara arkeolojik kalıntılar muamelesi yapalım? Hele hele dili sebebiyle onu suçlayarak?
Reklam
Dünyadaki ilk güzellik aşkla ortaya çıktığı gibi ilk kan da aşk yüzünden olmuş.
İnsan-ı kâmil demek, gönlü aşk için hazırlamak demektir. Çünkü yüce bir duygu olan aşk, alelâde bir gönle ağır gelebilirdi.
Her ne kadar, arayan bulur denilmişse de tarih boyunca pek çok arayan, yanlış şeyler bulmuş.
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.