Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şaka, Alay ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Ahmet Rasim

Süleyman Bulut
Şehir Mektupları’nın baskılarından birinin ön sayfasına bir karikatürünü çizdiren Ahmet Rasim, karikatürün altına Muallim Naci’nin şu dizesini koyar: “Ben ölsem de devrin gülünçlüklerine resmim güler.” Yemekten sonra nutuk Biraz rahatsız olduğu için, istemeye istemeye katıldığı bir dost meclisinde, yenilip içildikten sonra, Ahmet Rasim’e, “Üstat, bir konuşma lütfetseniz?” derler. O âna kadar sadece konuşulanlara kulak vermekle yetinen Ahmet Rasim, bu istekten pek hoşlanmaz. Kaşlarını kaldırıp, karşısındakileri şöyle bir süzer... Ama bakar ki, herkes kulak kesilip, onun söyleyeceklerini dinlemeye hazırlanmış... Kurtuluş yok! Biraz düşündükten sonra, Roma’da, Ne¬ron zamanındaki gladyatörlerinden söz açarak konuşmasına başlar ve şöyle devam eder: “Önce gladyatör meydana çıkarıldı... Sonra bir aslan salındı üstüne. Gladyatör gayet sakin, üstüne gelen aslanın kulağına eğilip bir şey söyler... O öfkeli aslan, kuyruğunu indirip geri dönüp gider... Sonra başka bir aslan bırakılır arenaya. Gladyatör onun kulağına da eğilip bir şey söyler, o da dönüp gider... 6 tane aslan böyle dönüp gidince Neron, gladyatörü çağırır önüne, “Aslanların kulağına ne söylediğini söylersen seni affedeceğim,” der. Gladyatör, Neron’a şu cevabı verir: “Kulaklarına eğildiğimde onlara şunu fısıldadım: Aklınızda olsun ha! Yemekten sonra, bir nutuk söylemek zorundasınız.” Mizah Bir dost meclisinde mizah üzerine konuşulurken, orada bulunanlardan biri Abdülhak Hamit’ten bir dize okuyarak, “Gerçeğin yüzü gülmez, o hep asıktır,” deyince, hemen lafa giren Ahmet Rasim, “İşte bu, mizahta tam tersinedir,” der, “dış yüzü güler, güldürür; ama iç yüzü ağlar, ağlatır.” Aslanın ağzındaki ekmek Ahmet Rasim’in yaşının ilerlediği ve işsiz kaldığı günler... Yolu Ankara’ya düşer... Anafartalar Caddesi’nde onu gören dönemin tanınmış gazetecilerinden İsmail Müştak, “Aman efendim,” der, “siz buradasınız da, bize niçin haber vermezsiniz? Nasılsınız, bir emriniz var mı Ankara’da?” Ahmet Rasim, gülümseyerek, “Fırınlarda ekmeklerin dört köşe değil, yuvarlak yapılması yüzünden buraya kadar geldim işte,” der. İsmail Müştak, bir şey anlamadığını bakışlarıyla belli edince, Ahmet Rasim devam eder: “Bir okka ekmek alayım, dedim... Elimden düşüp, yuvarlanmaya başladı. Ekmek önde, ben peşinde buraya kadar koştuk... şaşkın şaşkın, şimdi o ekmeği arıyorum.” İsmail Müştak, o akşam bu konuşmayı Atatürk’e anlatınca, Atatürk, “Sen ne yaptın İsmail Müştak,” der, “yarım asır Türk irfanına hizmet etmiş bir zat, yoksul düşmüş; Ankara’ya ekmek aramaya geldiğini söylemiş; sen hangi otelde kaldığını bile sormamışsın? Hemen bulunup, soframıza davet edilsin!” Ahmet Rasim, o akşam aranıp bulunur; Atatürk’ün sofrasına davet edilir. Atatürk, kendisine ikramlarda bulunduktan sonra, “Boş bulunan İstanbul mebusluğunu lütfen kabul eder misiniz?” diye sorar. Onca yıllık yazı hayatının sonunda, geçim sıkıntısı çekmeye başlayan Ahmet Rasim, bu öneri karşısında çok duygulanır, ayağa kalkarak, “Ekmek, gerçekten aslanın ağzındaymış,” der.
Yazar:
Süleyman Bulut
Süleyman Bulut
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 30 dk.Sayfa Sayısı: 88Basım Tarihi: Ekim 2011Yayınevi: Pupa Yayınları
ISBN: 9786055765859Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
88 syf.
7/10 puan verdi
Ahmet Rasim
Hazırcevaplılığı ile tanınan Ahmet Rasim'in yaşamış olduğu ilginç olaylar ve bu vakalar karşısında vermiş olduğu ince zekâsının göstergesi yanıtlar, bu yapıtta dikkat çekici bir yön olarak karşımıza çıkmakta. Özellikle bir dönem sanatçımızın parasız kalıp bu durumu dolaylı olarak ifade etmesi ve Atatürk'ün olayı öğrendikten sonra Rasim'in milletvekili seçilmesi dikkate şayandır. Bir solukta bitirilebilecek bir eser.
Şaka, Alay ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Ahmet Rasim
Şaka, Alay ve Hazırcevaplarıyla Nüktedan Ahmet RasimSüleyman Bulut · Pupa Yayınları · 20117 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.