Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salt Aklın Sınırları Dahilinde Din

Immanuel Kant

Salt Aklın Sınırları Dahilinde Din Gönderileri

Salt Aklın Sınırları Dahilinde Din kitaplarını, Salt Aklın Sınırları Dahilinde Din sözleri ve alıntılarını, Salt Aklın Sınırları Dahilinde Din yazarlarını, Salt Aklın Sınırları Dahilinde Din yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ödev insanlardan insanlara değil, insan ırkından kendine yöneliktir. Çünkü rasyonel varlıkların türleri nesnel olarak aklın idesi içinde toplumsal bir hedefe, yani en yüce olanın toplumsal bir iyilik olarak tesisine yazgılıdır. Ancak, en yüce ahlâki iyiliğe salt tek bir bireyin kendi ahlâki mükemmelliğine yönelik çabalarıyla ulaşılamayacağından, bilakis benzer bireylerin aynı hedefe - iyi niyetli insanlardan oluşan ve içinde, salt kendi birliği sayesinde en yüce ahlâki iyiliğin ortaya çıkabileceği bir sisteme - yönelik bir birliğini gerektirdiğinden, erdem yasaları üzerine kurulu evrensel bir cumhuriyet olarak bütünlük idesi, (gücümüz dâhilinde olduğunu bildiklerimizle ilgilenen) tüm ahlâk yasalarından tamamen ayrılmış bir idedir; zira gücümüz dâhilinde olup olmadığını bilmediğimiz bir bütünlüğe yönelik çalışmayı içerir.
Sayfa 123 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Her bireyin iyi niyetine rağmen, kendilerini birleştirecek ilkeden yoksun olduklarından, ihtilaftan nedeniyle ortak iyilik hedefinden geri çekilirler ve sanki kötülüğün araçlarıymışçasına, birbirlerini yeniden kötülük ilkesinin egemenliği altına düşme tehlikesine atarlar.
Sayfa 122 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Reklam
Erdem ödevleri bütün insan ırkına uygulandığından, etik devlet kavramı insanoğlunun tümüne yayılır ve bu bakımdan siyasi devlet kavramından ayrılır. Dolayısıyla bu amaçla birleşen çok sayıda insan bile bizzat etik devlet olarak değil, her bir kısmi topluluğun ancak bir temsili ya da şeması olabildiği mutlak ahlâki bir bütünlüğü oluşturmak adına tüm insanların (evet, nihayet tüm rasyonel varlıklarla) uyumu için çabalayan tikel bir topluluk olarak adlandırılır.
Sayfa 121 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Vatandaşlarım etik bir devlete girmeye zorlamak, etik devlet kavramı zorlayıcı yasalardan kurtulmayı içerdiğinden, siyasi devlet için bir çelişki olacaktır. (…) Güç yoluyla etik amaçlara yönelik bir yönetim kurmak isteyen kanun yapıcının vay haline! Çünkü böyle yaparak ahlâki bir yönetimin tam tersini elde etmekle kalmaz, aynı zamanda kendi siyasi durumunun da altını oyar ve onu güvensiz hale getirir.
Sayfa 120 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Hukuki-sivil (siyasi) bir devlet insanların birbirleriyle benzer şekilde kamusal hukuki yasaların (sınıfsal olarak cebir yasalarının) altında yaşadığı ilişkidir. Etik-sivil devletse insanların zorlayıcı olmayan yasalar, örneğin salt erdem yasaları altında birleştiği devlettir.
Sayfa 120 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Her birey için buyurucu olan yasaların yanı sıra, ahlâken yasa koyan akıl da iyiliği seven herkes için bir erdem sembolünü bir toplanma noktası olarak göz önüne serer; öyle ki bunun altında bir araya gelerek, kendilerine dur durak bilmeden saldıran kötülüğü daha en baştan mağlup edebilsinler.
Sayfa 118 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Reklam
İyilik ilkesinin egemenliği, insan onun için çalıştığı sürece, sadece erdem yasalarıyla uyumlu, onlar uğruna var olan ve bu yasaları bütün kapsamlarıyla insan ırkının tamamı üzerine rasyonel biçimde dayatmayı görev ve ödev edinmiş bir toplumun kuruluşu ve yaygınlaşmasıyla elde edilebilir. Çünkü ancak bu şekilde, iyiliğin kötülük ilkesi karşısında galip gelmesini umabiliriz.
Sayfa 118 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Ahlâki bakımdan iyi bir yaratılışa sahip olan her insanın, iyilik ilkesinin rehberliğinde kötülük ilkesinin saldırılarına karşı hayat boyu devam etmesi gereken savaşı, ne kadar çabalarsa çabalasın, kötülüğün håkimiyetinden kurtulmaktan daha büyük bir yarar sağlayamaz. Kazanabileceği en büyük ödül özgür olmak, "günah yasasının bağlayıcılığından kurtulup, doğruluk adına yaşamaktır." Bununla birlikte, kötülük ilkesinin saldırılarına maruz kalmaya devam eder ve sürekli olarak saldırılan özgürlüğünü savunmak adına, çatışma için daima silahlı kalması gerekir.
Sayfa 117 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
Bir insanın kendi ahlâki gelişimi, yerine getirmek zorunda olduğu ödevlerden biridir; ilahi nüfuz bunun için onunla işbirliği yapabilir, ya da böyle bir gelişim imkânının açıklaması için elzem addedilebilir - yine de insan bunları anlayamaz; ne onları kesin olarak doğal etkilerden ayırabilir, ne de bunları bir bakıma ilahi şeylermiş gibi görüp kendi için anlaşılır hale getirebilir. O halde, onlardan yararlanması mümkün olamayacağı için bu durumda herhangi bir mucizeyi kabul etmez. Bunun yerine, aklın buyruklarına kulak vermesi gerekirse, bütün fikir değişimi ve bütün gelişim sadece ona yönelik çabalarmış gibi davranır. Ama bunu düşünmek için, mucizelere duyulan gerçekten sağlam ve kuramsal bir inanç sayesinde, insan kendi kendine mucizeler ortaya koyabilir ve böylelikle gökyüzüne zorla girebilirdi bu, aklın sınırlarının o kadar uzağına gitmek demektir ki, böyle manasız bir fikrin üzerinde durma hakkını kendimizde bulamayız.
Sayfa 112 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
İlkelerin güç sahibi olduğu bir krallık doğa krallığı değil özgürlüğün krallığıdır.
Sayfa 105 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okuyor
231 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.