Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık

Otto F. Kernberg

En Eski Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık sözleri ve alıntılarını, en eski Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Klinik ortamda bir dürtü türevi tanındığında örneğin cinsel yada saldırganlık itkisi hasta mutlaka o noktada karşılık gelen cinsel veya saldırganlık etkisi altında, diğer bir kişinin("nesne") imgesi yada temsiliyle ilişki içindeki kendilik imgesi, ya da temsilini yaşıyordur. Hastanın duygu durumu incelendiğinde, mutlaka bilişsel bir yön bulunur.
Toplum karşıtı kişiliğin gerçekliği, normal bir kişinin kâbusudur; normal bir kişinin gerçekliği ise psikopatın kâbusudur.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Öfkenin temel işlevi; acı ya da huzursuzluk kaynağını yok etmektir.
Öfke tepkilerinin aniliğine, kızgınlık ve öfkenin kolayca değişen bilişsel yönlerine karşın, nefretin bilişsel yönü kronik ve kararlıdır.
Kendine zarar verme davranışı, tipik olarak nefret dolu ve nefret edilen bir nesneyle bilinçdışı özdeşleşmeyi yansıtır.
Nefretin egemenliği altında, travma yaşatan nesneye güçlü şekilde bağlanma görülmüştür.
Reklam
Öfkenin nefrete dönüşümünün kökeninde, engelleyici anneye yoğun şekilde bağlanma yatar.
Depresif-Mazoşistik Kişilik Bozukluğu, karakter özelliğini üç tipte gösterir; 1- Uzlaşmaz bir üstben varlığı 2- Diğer insanlardan destek, sevgi ve kabul görmeye aşırı bağımlılık 3- Saldırganlığın ifadesinde güçlük çekilmesi
Histerik hastalar, temelde dışa dönük ve başkalarıyla ilgili olma eğiliminde olup kolayca toplumsal ilişkiler kurabilirler. Bu durum teşhircilikleri ve başkalarına bağımlı olma eğilimleriyle iç içe geçmiştir. Cinselliğin söz konusu olduğu koşullarda sevilmek, ilgi odağı olmak isterler.
Nefret, aşk ile diyalektik bir ilişki içerisinde var olur. Nefret aynı zamanda, derinden gereksinim duyulan geçmiş ya da potansiyel bir sevgi nesnesine yoğun şekilde bağlanma anlamına gelir.
Sayfa 259Kitabı okudu
Reklam
Gunderson'a göre iki önemli görüngünün varlığı sabit ve tutarlı bir kendilik duygusunun gelişmediğini gösterir. Bunlardan biri yalnızlı­ğa tahammülsüzlüktür. Gunderson'a göre bu durum nesne süreklili­ğindeki bir patolojiye dayanır.
... sınır kişilikler ancak tutarlı değerleri olan yapılaş­mış bir grubun içinde, bu grubun bir parçası olarak tutarlı bir kişilik sergileyebilirler. Adeta eksik kendilik duygularını ancak içinde bu­lundukları sabit gruba göre düzenleyebilir ve bu eksikliklerini grupta giderebilirler.
Gunderson'a göre sabit ve tutarlı bir kendilik duygusu­nun gelişmediğinin ikinci kanıtı terk depresyonu ve terk konularına aşırı duyarlılıktır; bu durum da sonuç olarak ilk görüngüye bağlanabi­lir gibi görünmektedir.
Kernberg'in kimlik dağınık­lığı sendromu ile anlatmaya çalıştığı durumu ele aldıklarını düşünür­sek Kernberg'in üzerinde durduğu özelliklerin yanında yalnızlığa ta­hammülsüzlük, zorlantılı tarzda sosyal olma, terk depresyonuna du­yarlılık, kişiliksizleşme deneyimlerine ve kişilik çözülmesine yatkın­lık gibi özelliklerin de bu sendrom ile alakalı olduğunu düşünmek ge­rekir.
Kanımca kimlik dağınıklığı sendromunu tanımlayan bu özellik­lere kimliğin plastisitesi, beklenmedik şekilde etki altında kalmaya yatkınlık ve gene beklenmedik şekilde isyankarlık, hızla şiddetli olumlu ya da olumsuz güçlü ve çocuksu duygular geliştirmeye yatkın­lık, girift ve ilkel ilişki arayışları, yalnızca iyi örgütlenmiş bir toplum­sal çevrede işlev görebilme gibi belirtileri de ilave etmek yerinde olur.
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.