Sonunda bitirebildim bu kitabı. Gerçekten çok güzel bir kitaptı.
Her gün dinlediği masalların (masal dediğime bakmayın. Töre kanunları ile dolu acı dolu hikayelerdi hepsi) aslında gerçek olduğunu ve bunların hepsini yaşayan kişinin de bunları masal niyetiyle ona anlatması...
Küçük bir sorunumuzu dile getirirken bile doğru düzgün konuşamazken Şarap tüm acılarını masal anlatır gibi anlattı Rüzgar'ına. Peki Rüzgar bunların masal olmadığını ve gerçekte Şarap' ın kim olduğunu öğrenince ne yaptı?..
Her şeye rağmen dimdik duran Şarap ve Rüzgar...
Şarap kadın, kitap seçimlerimde bir dönüm noktası olmuştur. Karşılaştım aldım ve okudum. Satırlar arasındaki yolculuktan aldığım haz hiç bilmediğimi keşfetmeye yönlendirdi beni. Popüler olmayan kitaplar ilgi alanıma girdi.
Töre, tüm acımasızlığıyla karşımızda. Direnenler, yenik düşenler... Sevgi, aşk, tutku...
Bir hayat düşünün doğrularınızın yanlış olduğunu günbegün ortaya çıkarttığınız . Ve bir kitap düşünün sizi kendi yaşamınızdan çıkarıp hikayenin tam ortasına fırlatan ...
Daha çocuk denecek yaşta zorla evlendirilen Lale'nin çocuk doğuramayınca,bir erkekle konuştu diyerek bahane edilerek ölüm fermanı imzalanır.Onu bu ölümden çok sevdiği Kara isimli köpeği kurtarır.Daha sonra izini kaybettirerek çok uzaklara gider. Orada tanıştığı aşık olduğu bir adamdan kızı olur.Kitap bu kızın ağzından ilerler.Yazar kitapta töre
Kitap sayfa sayısı fazla olmasına rağmen rahat okunuyor. Biraz Türk filmi tadındaydı. Bazı yerleri tam açıklığa kavuşmamıştı. Mesela Şarap nasıl kurtulup da Ada'ya geldi. Bu kısım açık değildi. Dikkatimi çeken bir diğer şey yazarın "duyumsamak, ayrımsamak, devinim" kelimelerini çok sık kullanmasıydı. Bu kelimeler günlük hayatta sık kullanılmaz o yüzden biraz yadırgadım. Zamanı olan okuyabilir.
