Gün ışıyınca garip bir durumla karşılaşıldı. İrice ağaçların alçak dallarında kimi oturmuş, kimi ayaktaki erler çağırmalara karşılık vermediler. Yanlarına yaklaşınca bunların donmuş oldukları görüldü. Gece ayakları donmasın diye ağaçların üzerine tırmanmışlar ve orada kaskatı kesilmişlerdi...
Doğu sınırlarında savaş başlayınca, İstanbul'dan kışlık giyecek, askeri malzeme, cephane ve Bleriot tipi iki uçak; "Bezmi Alem", "Mithat Pașa" ve Bahri Ahmer" gemileriyle Trabzon'a doğru yola çıkarılmıştı. Ne var ki bu konvoy, Alman Amirali Souchon'un Türk gölüne çevireceğim diye söz verdigi
Karadeniz'de Rus savaş gemileri tarafından 7 Kasım gecesi batırıldı.Giyecek, cephane ve malzeme dolu üç geminin batırılması Üçüncü Ordu'ya büyük bir darbe oldu.
Bir köy evinin önünde yatan cesetler görülüyordu. Hilmi Bey evin kapısını açtı ve odun tomrukları gibi üst üste dizilmiş cesetleri gösterdi. Soğuktan bronz heykeller gibi duran ölüler hiç kokmamış, hiç bozulmamıştı.