Ama yine de bekleme ile ayakta dikilmenin eziyeti aynı zamanda bir keyif ve neşeydi, çünkü bu mekan benimkinden başka bir odaydı, biraz daha büyüktü ve bir yerine iki odası vardı, yatağı, leğeni ve penceresinin doğramasında milyonlarca kez baktığım, tanıdık çatlağı yoktu. (...) yani inceleyebileceğim yeni, farklı şeyler vardı.