1915 yılı Ocak sonu..
Bekteğinli Ali Ağa, köye gelen iki Osmanlı askerinin aktardığı havadisler üzerine yanına dört oğlunu da alarak vakit kaybetmeden çevre köylere bu haberi paylaşmak için yola çıkmıştı.
Sultan Reşat " Cihad-ı Ekber " ilan etmişti. Şimdiye kadar görülen savaşlardan daha büyüğü kapıdaydı, eli silah tutanların genç, yaşlı, çocuk demeden toplanıp Çanakkale 'ye koşma zamanıydı çünkü bu seferki başka idi ...
En küçüğü onüç yaşındaki Hasan dahil dört oğlu ile birlikte altmış üç yaşındaki Bekteğinli Ali Ağa da gönüllü olmuş, çevre köylerden biraraya gelerek hazırlanan ikiyüz altmış dokuz gönüllü ile küçük kıyametin koptuğu Osmanlı'nın Varlık ile Yokluk savaşı verdiği Çanakkale 'ye yola düşmüşlerdi..
Coğrafyanın dört bir yanında Kafkasya, Kanal, Hicaz ,Yemen cephelerinde vatan, iman, bayrak mücadelesinde belki düşmana bir kurşun bile sıkmadan yitip giden körpecik canlar...
Balkan ,Trablusgarp, Sarıkamış, Çanakkale, Kurtuluş savaşlarında canını, cananını hiçe sayan
"Vatan toprağına düşman ayak basacaksa dönme kurban ol vatana" diyerek cepheye kuzularını gönderen analar .. Bu vatan kolay kurulmadı, geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez diyorum her daim...
Değerli yazarımızın güçlü kaleminden bir kıymetli eserini daha hayranlık içinde okuyup bitirdim ve mutlaka kitapdostlarına da içtenlikle okumaları için tavsiyemdir. Kıymetli yazarımızın kalemi daim olsun inşallah..
