Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)

Lev Tolstoy

Savaş ve Barış (2 Cilt Takım) Gönderileri

Savaş ve Barış (2 Cilt Takım) kitaplarını, Savaş ve Barış (2 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, Savaş ve Barış (2 Cilt Takım) yazarlarını, Savaş ve Barış (2 Cilt Takım) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyanın yaratılışından beri öldürmenin fiziksel ve ahlaki açıdan kötü olduğu bilindiği halde, neden milyonlarca insan birbirini öldürdü? Demek bu o kadar kaçınılmaz bir şekilde zorunluydu ki, bunu yapan insanlar, arıların sonbaharda birbirlerini yok ederek yerine getirdiği, erkek hayvanların birbirlerini yok etmesine yol açan, doğaya ait o zoolojik yasayı uygulamış oluyorlardı. Bu korkunç soruya başka bir yanıt verilemez.
her çarpışma anlatımında, kaçınılmaz olarak, birkaç verst mesafeye yayılmış, korku, utanç ve ölümün etkisiyle en güçlü ahlaki huzursuzluğun içinde bulunan binlerce insanın eylemlerini birkaç sözcükle anlatma ihtiyacından doğan yalanlar vardır.
Reklam
“Ben hakikati bildiğimi söylemeye hiçbir zaman cesaret edemem, kimse, bir başına hakikate ulaşmaz; o Tanrı’ya layık bir tapınaktır ve Adem’den bugüne hepimiz, taş taş üstüne koyarak yükselttik onu,”
Sayfa 572Kitabı okudu
Biz, ancak, hiçbir şey bilmediğimizi bilebiliriz. Bu da insan üstünlüğünün en yüksek basamağıdır.
Sayfa 569Kitabı okudu
“Herkes yalnızca kendi vicdanıyla savaşmış olsa savaş olmazdı,”
Demek ki, bütün bu sebepler (milyarlarca sebep) meydana gelen şeye etki etmek için bir araya gelmiştir. Demek ki hiçbir şey olayın tek sebebi olmamıştır. Olayın meydana gelmesi gerekti, sadece meydana gelmesi gerektiği için... İnsanca duygularından, akıl ve mantıktan ayrılmış milyonlarca insanın batıdan doğuya gitmeleri ve kendileri gibi insanları öldürmeleri gerekti, tıpkı birkaç yüz yıl önce doğudan batıya akın ederek kendi soydaşlarını öldüren insan yığınları gibi.
Sayfa 947Kitabı okudu
Reklam
bırakalım ölüleri ölüler gömsün, hayatta kaldıkça yaşamak, mutlu olmak gerekir
Sayfa 749Kitabı okudu
Duanın sözlerini anladığı zaman bu sözlere kendi duyguları da karışırdı; anlamadığı zaman her şeyi anlamak arzusunun bir gurur olduğunu, her şeyi anlamanın doğru olmadığını hissediyordu. Tanrı’ya inanmak, kendini ona vermek gerektiğini düşünmek onun için daha tatlıydı.
Sayfa 1028Kitabı okudu
Deneyimleriyle biliyor, yaşlı aklıyla anlıyordu ki, ölümle boğuşan yüz binlerce insanı bir tek insanın yönetmesi mümkün değildir. Yine biliyordu ki, savaşın sonucunu belirleyen şey başkomutanın aldığı tedbirler, kıtaların bulunduğu yer, top ve ölü sayısı değil, kıtaların “manevi gücü” denilen o elle tutulmaz şeydir; bu yüzden de bu gücü gözden kaçırmamaya, onu, elinden geldiğince yönetmeye çalışıyordu.
Sayfa 1247Kitabı okudu
“Acıyı gönderen odur, insanlar değil. İnsanlar onun aletidirler, onların bir kabahati yok. Eğer birinin sana karşı kabahatli olduğunu sanıyorsan bunu unut, affet. Cezalandırmaya hakkımız yok bizim. Affetmenin mutluluğunu anlayacaksın.”
Sayfa 988Kitabı okudu
Reklam
bizzat kendimiz ahlak bozukluğunun, kötülüğün örneği iken insan soyunu ıslaha kalkışmaktayız.
Sayfa 707Kitabı okudu
Dünya kuruldu kurulalı, insanlar birbirlerini öldürmeye başladı başlayalı, hiç kimse vicdanını aynı düşünceyle avutmaya kalkışmadan kendi benzerine karşı cinayet işlememiştir. Bu düşünce, sözde başkalarının çıkarı demek olan le bien public’tir.
Sayfa 1376Kitabı okudu
Tehlike yaklaşınca, insanın ruhunda iki eşit ses yükselir: Biri, çok makul olanı, tehlikenin boyutlarını inceden inceye düşünmesini, bundan kaçınmanın çaresini bulmasını ister insandan; öbürü, tehlikeyi düşünmenin çok ağır ve acılı bir şey olduğunu, her şeyi önceden görmenin insanın elinde olmadığını, bunun için en iyisi tehlike baş gösterinceye kadar ondan yüz çevirmek ve iyi şeyler düşünmek olduğunu söyler. Yalnızlıkta insan birinci sese kapılır, toplulukta ikinciye.
Sayfa 1156Kitabı okudu
“Elbiseler Fransız, düşünceler Fransız, duygular Fransız! Bakın siz Métivier’yi tutup kovdunuz, çünkü Fransız’dır, alçaktır, oysa kadınlarımız, önünde diz çöküp ardından sürünüyorlar. Dün bir gecedeydim, orada bulunan beş kadından üçü Katolik’ti, Papa’nın izniyle pazar günü kanaviçe üzerine nakış işliyorlardı. Söylemesi ayıp, çırılçıplak oturuyorlardı. Ah Prens, gençlerimizi görünce insanın müzeden Büyük Petro’nun topuzunu alıp bellerini şöyle Rus usulünce kıracağı geliyor; sersemlikleri o zaman geçerdi belki!”
Sayfa 862Kitabı okudu
Devrimi de, Napoléon’u da ortaya çıkaran, insanların eylem ve isteklilerinin toplamıdır ve onlara tahammül eden, onları yok eden ancak odur.
Sayfa 1272Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.