L. N. Tolstoy'dan bir başyapıt, Savaş ve Barış. Tolstoy okumayı sevmişimdir ama bu kitabı beni biraz zorladı.
Napolyon'un Rusya ile olan savaşı, Moskova'yı işgali ve sürekli olan bir savaş halini anlatıyor yazar. Ve bu savaş süreci içerisinde insanların yaşamının nasıl etkilendiğini. Zaman içinde değişen siyasi dengeleri, askeri durumları, harekatları okurken yaşıyordum sanki. Ve savaşın o huzursuz edici, boğucu havası kitabın sonuna kadar peşimi bırakmadı.
Kitapta karakter oldukça fazla. Her kesimden insanın yaşamını anlatıyor. Soylular, zenginler, köylüler, askerler... Değişen durumlar kişilerin karakterlerinde de değişime sebep oluyor. Bu karakterleri başlarda takip etmek akılda tutmak zor olsa da kitap ilerledikçe yerine oturuyor. O yüzden kitabı okuyabilmeniz için tavsiyem ilk 400 sayfaya kadar kitabı okumakta ısrarcı olun. Daha sonrası kendiliğinden gelecektir.
Son olarak kitaptaki felsefi bölümlerden bahsetmek istiyorum. Tolstoy aralıklarla tarihle ilgili düşüncelerini yazıyor. Tarihçilerin bakış açıları, tarihi olayların nedensellik açısı, kitleleri harekete geçirebilme, iktidar gücü vb. konularda kafa yakan fikirlerini açıklamış. Bu bölümleri okumak beni çok yordu bir o kadar da hoşuma gitti.
Uzun lafın kısası muazzam bir eser okudum ve mutluyum.