Sıradan insan, kendine özgü bir yaşam oluşturmanın çabası içine girmeyi düşünmez. ‘Böyle gelmiş böyle gider,’ anlayışı
içindedir. Bu insan değişimle ilgilenmez; ancak, bir başkası ‘sen değişmelisin!’ derse değişmekle ilgilenir.
" Aydınlanma dönemi bir yandan insanın aklına ve özgürlüğünü birinci plana çıkarttı, diğer yandan, bu devrede 'deli' dedikleri insanları 'akıl hastaneleri' ne kapamaya başladılar.
Kimseyi akıl hastanesine koymazsan, aklın, mantının ve özgürlüğün bir anlamı olmayacaktı; çünkü bu kavramlar, yokluklarıyla karşılaştırılarak anlam kazanırlar. İnsanlar kendilerini zıtlarıyla karşılaştırarak tanımlarlar; tabii kendilerini karşılaştırdıkları 'öteki' kişi kendilerinden daha aşağı, daha anormal, daha tuhaf olan insanlardı. Bu sürece 'ötekileştirme, öteki yapma' denir. Ötekileştirme sürecini kullanan insan, diğer insan aşağılayarak, kendini normal olarak tanımlar "
" Güçsüzler kural yapacakları güçleri olmadığı için kendi çıkarlarını koruyacak olanağı bulamazlar. Bu şekilde bir kenara itilmişler, eğer güçlü olmak istiyorlarsa, mevcut kuraları çiğnemek zorunda kalırlar."