Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Savaşçı Kadınlar Amazonlar

Jeannine Davis Kimball

Savaşçı Kadınlar Amazonlar Sözleri ve Alıntıları

Savaşçı Kadınlar Amazonlar sözleri ve alıntılarını, Savaşçı Kadınlar Amazonlar kitap alıntılarını, Savaşçı Kadınlar Amazonlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadim Bozkır uygarlıklarının hüküm sürdüğü aynı topraklarda yaşıyor olmalarına rağmen Kazaklar bir zamanlar Avrasya da yaşamış olan Kavimler ile etnik anlamda soydaş sayılmazlar onlar bin yıldan beri burada yaşamış olan pek çok ulusun bir nevi karışımı olarak sınıflandırılmaktadırlar Kafkas kavimleri Moğollar ve Türkler. Bozkır kültürünün hakkı ile kavranması Sarmatyalılara İskitleri ve Sakalara ait gizemlerin anlaşılmasında kilit işlevi görür.
Şamanlar, kökenleri Sibirya Ormanları olan dini önderlerdi. Etkileri önce güneye yayılmış. Bir süre, oradaki rahiplerle bir arada varlık gösterdikten sonra da onları makamlarından azletmişlerdi.
Reklam
Çin'in batı bölgesindeki Subashi Mezarlığı'ndaki rahibe (MÖ 5.yy) ise, sivri ve siperlikli bir şapka takmaktaydı. Aynı şapka biçimi yüzyıllar içinde nasıl olup da cadıların simgesi haline dönüşmüştü? Açıkçası insan düşünmeden edemiyor.
Konargöçerlerin hâkimiyetine vurulan bir diğer darbe de barutun icadıdır. Üstün okçular olan konargöçerler, bu yeni teknolojiyi asla tam olarak benimsemediler. Pek tabi Avrasya'nın yerleşik halkları, bu yeni silahın sahip olduğu muhtemel etki gücünü çok çabuk idrak ettiler ve onu artık miadı dolmuş olan ok ve yay ikilisini kullanan göçer yağmacılara karşı kullandılar.
Burası, Roma İmparatorluğu'nu yıkacak olan akını başlatan büyük fatih Attila'nın doğduğu yerdir. Burası, tarihte görülmüş en geniş topraklara sahip imparatorluğu kuran Cengiz Han'ın yaşadığı, torunu Kubilay Han'ın ve meşhur seyyah Marco Polo'nun maceralarının geçtiği yerdir.
Pokrovka Mezarlarındaki Kalıntıların Günümüze Ulaşması
...Vücudun altına koyulan tunç aynalar dokuma parçalarının bozulmasına mani oluyordu. Çünkü tunç alaşımdaki bakır, kıyafetleri çürüten bakterileri öldürüyordu.
Reklam
Kibele tapınıcılığı; ticaret, göçler ve savaşlar vasıtasıyla önce Anadolu, Mezopotamya, Trakya, Elam ve Bactria'ya, ardından da Yunanistan ve Roma'ya yayılmıştır.
Amazonların anavatanı olarak çok farklı yerleri göstermişlerdir. Kuzey Afrika kıyıları, günümüz Türkiye'sinin Karadeniz ve Ege sahilleri ve Kafkasya bozkırları. Konargöçer insanlar oldukları söylenmiş, ancak bunun yanı sıra Efes'teki Artemis Tapınağı, Grek adası Lesbos'taki Mytilen şehri ve içinde Türkiye'deki Smyrna (İzmir) limanının da olduğu Ege'deki bazı liman kentlerinin onlar tarafından kurulduğu da iddia edilmiştir.
Anadolu'daki kabartmalarda ve taştan abidelerde tasvir edilmiş olan tanrıçalar ve rahibeler; polos ismi verilen, siperlik kıvrımları olmayan, kare biçimli yüksek başlıklar giyerlerdi. Bu tarz İskitlerce de benimsenmiş olmalı, zira Kobyakova rahibesi de bu tarzda imal edilmiş kırmızı deri üzerine işlenmiş altın varak bir taç ile birlikte defnedilmişti.
Erken dönem Sarmatlar, ölülerini doğan güneşin yönüne, yani doğuya konumlandırırdı.
Reklam
...konargöçer, gerçek manasıyla, Avrasya bozkırlarında yaşayan insanların uyguladığına benzer, yaylak ve kışlak göçerliğine verilen addır. Kazaklar da bunlardan biridir. Bu insanlar, Kazak dilinde "Aul" olarak adlandırılan taşınabilir köyler kurarlar ve üç ila beş aileden oluşan obalar olarak yolculuk ederler. Tarım ile pek uğraşmazlar. Geçimleri, yetiştirdikleri at, koyun, keçi, deve ya da yak sürülerine bağlıdır.
-Catherina Morland, "Jane Austin'in Northanger Manastırı" (1817)
"Tarihi, biraz da vazife niyetine okudum. Fakat beni şaşırtacak, hatta sıkacak bir şeye dahi rastlamadım. Papaların krallar ile çekişmeleri, savaşlar ve salgınlar, her sayfa aynı. Erkekler hiçbir şey yapmaya muktedir değildiler. Kadınlarsa zaten yoktular..."
Eşzamanlı olarak Mezopotamya şehir devletlerine ve imparatorluklarına karşı olan alakamın da azaldığını hissediyordum. Merakım, onların katı hiyerarşileri ve bağnaz kralları yerine, özgürlüğü hayat tarzı edinmiş olan doğu komşularına, bu karmaşık sanat şaheserlerini yaratan Avrasya konargöçerlerine kaymıştı.
Renata Rolle de iskitlerin ölülerini yaşayan cesetler olarak düşündüklerini ve ruhun bedeni terk etmediğini düşündükleri 40 güne kadar naaşını yakmadıklarını belirtmektedir hatta Kırkıncı gün dolana kadar mülkiyetleri ve geçerli evlilik akitleri de korunurdu. onlara his sahibi varlıklar olarak saygı gösterirlerdi.
90 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.