"Yafes, öleceği sırada büyük oğlu Türk’ü yerine oturtup diğer çocuklarına dedi ki: Türk’ü kendinize padişah bilin (…) Çadır evi (otağı) o çıkardı. Türklerin içindeki bazı âdetler var, ondan kaldı”
Onların birisi Altun Közeki Sundun Bay'ın kızı ve Salur Kazan Alp'ın karısı Boyı Uzun Burla idi.
İkinci Karmış Bay'ın kızı Mamiş Bik'in karısı Barçın Salur idi. Onun kabri Sir suyunun yakasındadır ve halk arasında meşhurdur. Özbek ona Barçının Ķök Kâşânesi der. Sanatkarane işlenmiş güzel künbettir.
Üçüncü Kayı Bay'ın kızı ve Çavul'dur Bala Alp'ın karısı Şabatı idi.
Dördüncüsü Kondı Bay'ın kızı Biyeken Alp'ın karısı Künin Körkli idi.
Beşinci Yumak Bay'ın kızı Kalkın Konak Alpın karısı yine bir Künin Körkli idi.
Altıncı Alp Arslan'ın kızı, Kestan Kara Alp'ın karısı Kerce Buladı idi.
Yedinci Kınık Bay'ın kızı,Dudal Bay'ın oğlu Kımaç'ın karısı Kugadlı idi.
Toy günü oğlanı meydanın ortasına getirip Kara Han beylerine dedi: Bizim bu oğlumuz bir yaşına bastı, şimdi buna ne ad koyarsınız, diyip, beyler cevap vermeden önce oğlan dedi: Benim adım Oğuz'dur.
Han bir olursa il [el] düzelir ama iki olursa il [el] bozulur. Eski gelip geçen bilgeler derler ki "bir kılıfa iki kılıç sığmaz ve bir hatunu iki erkek alıp oturamaz ve bir yurda iki hükümdar sığmaz."
Herkes bilsin ki bizden önce Türkçe tarih anlatanlar Arapça ve Farsçadan sözcükler katıp kendi hünerlerini ve ustalıklarını halka gösterebilmek için Türkçeyi seci kılıp durdular. Biz bunların hiç birisini yapmadık. Çünkü bu kitabı okuyacak ve dinleyecek olanlar elbette Türklerdir. Türklere de Türkçe anlatmak gerekir ki hepsi bizi anlayabilsin. Söylediğimiz sözleri anlamazlarsa ondan bir şey hâsıl olmaz. Eğer içlerinde bir veya iki okumuş akil kişi olsa bile, bilmeyen bilmediğini nasıl anlatabilir?