“…Merdivenden yuvarlanıp düşsek, yaramızdan önce ‘bir gören oldu mu’ diye etrafımıza bakmaz mıyız? Sevdiklerimiz bizi terk ettiğinde, ne kadar üzüldüğümüzü gizlemez miyiz?”
‘’Benim bir ailem yok…Senin ailen gibi bir ailem yok.Daha doğrusu aile nedir nasıl olur bilmiyorum.Sizinkilerle tanıştığımda;
hissedeceğim duygular beni korkutuyor.Ya aile çok güzel bir şeyse…O zaman kaybımın ne kadar büyük olduğunu göreceğim.Bu yaşıma kadar ailenin değerini bilemeden ayakta durmaya başardım.Ya paha biçilemez bir oluşumsa aile…Tökezlerim ve sen elimden tutmazsan düşerim.Kalkamam.”
Pınar, ellerini bacaklarından çekti ve elini yakaladı.Sıkıca tuttu.
Mavi,konuşmaya devam etti.
“Kaldığım yurt odalarında,tuvalet kapılarında ‘Aile her şeydir.’ yazıyordu.
Her şey olan neydi? İçine neler sığıyordu? Aile hem acı hem mutluluk muydu?
Hem üzüntü hem neşe miydi?
Neydi her şey olan aile?Bu sorular yıllarca beynimi kemirdi durdu. Tam tüm cevapları buldum diyorum…Ama birden sorular değişmiş.Yoruldum bu kısır döngüden,sorulara cevap aramaktan.
Pes ettim uzunca bir süre önce.”
&Yeni Bir Roman Kitabın Özeti&
En sahici dostluklar ve sevgiler, ortak varlıklar üzerine değil de ortak yoksunluklar üzerine kurulabilir. Ortak acı, ortak hüzün… Birbirimize yakınlaştıran şey, yüreğimizde aynı yerin acımasıdır.