Dünya değişiyor ve hayatımız da bu değişmeden nasibini alıyor. Yaşadığımız evler, sokaklar, şehirler değişiyor. Modernizm getirdiği teknolojik unsurlar ile bu değişime gittikçe hızlanan bir ivme kazandırıyor.
Günümüzün çocukları nasıl bir oyuncak cenneti içinde yaşadıklarını bilmiyorlar. Ana-babalar varlığın verdiği imkanlar ile çocuklarıru şımartıyor, bir dediklerini iki etmiyor, onlar uğruna israftan kaçınmıyorlar. Dünya kadar paralar
ödenip alınan bisikletler, tamirci yüzü görmeden bir iki yılda hurdaya atılıyor.
Tüketim toplumunun alışkanlıkları, bizim gibi kanaatı en tükenmez hazine bilecek bir anlayıştan, inançtan gelen toplumu dahi kendi kanunlarına boyun eğmeye zorluyor. Mutluluğun kolayca yakalanan bir şey olmadığını çocuklar da kavrayabilir. Yeter ki onun satın alınacak bir nesne gibi görmemek lazım geldiğini bilelim. Tatminsiz nesiller yetişiyor. Bisikletler çoğalırken aydınlık yüzler azalıyor.