Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şehir Mektupları

Mustafa Kutlu

Şehir Mektupları Gönderileri

Şehir Mektupları kitaplarını, Şehir Mektupları sözleri ve alıntılarını, Şehir Mektupları yazarlarını, Şehir Mektupları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
yeni, eskiyi her zaman yener.
Sayfa 13
Arada bir böyle, bozkırda pınar misali eserler de olmasa, hepten umutsuzluğa kapılacağız sanki.
Reklam
Hiçbir yerde tutunamayız, kendimiz olamayız, sadece tabi oluruz.
"Ah, beklemek..! Sen ne kadar tatlı, ne kadar güzelmişsin..." |
Şehir Mektupları
Şehir Mektupları
Ben, değişim rüzgârlarının toza-dumana buladığı, yolsuzluk ve ahlaksızlığın öne çıktığı, at izinin it izine karıştığı bu hengâmede; sessiz yığınların bir vakur bekleyiş ve bir güzel sabır ile bizi biz yapan değerleri savunduğuna, onları "bozkırdaki çekirdek" misali sakladığına inanıyorum.
Aldanış ziyanda olan insanın trajedisi.
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
Şiirinden uzaklaşan hayatın, gölgesini kaybeden ağaçtan ne farkı var?
Sayfa 102Kitabı okudu
Ne zaman ki âlemde yaratılmış ne varsa onlardan biri olarak ( ve elbette eşrefi mahlûkat olduğunu kavrayarak) kulluğunun bilincine varacak; o zaman etrafına sevgi ve merhametle bakmayı öğrenecek. İşte o zaman Yunus Emre’nin dediği gibi dağlar, taşlar ve seherde öten kuşlarla Mevlasına yönelecek.
“Cânıma bir merhabâ sundu ezelden çeşm-i yâr Öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim” Ahmet Paşa
“Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.”
Reklam
Hatıralar ve hafıza bize bir yurtluktur; hem yaylak hem kışlaktır. Ama hangi hafıza, hangi hatıralar? Siyasi, iktisadi ve kültürel dayatmaları, sanayileşme ve şehirleşme dışında geçmişine sürekli sünger çekilen bir hafıza neleri barındırabilir? Yıkıntılar arasında bize sadece bir “yıkılmışlık” duygusu eşlik edebilir.
İnsanlar sanki ölümü kanıksadı, doğumu alelade bir vaka saymaya başladı. Hiçbir şey için durup içlenmeye vakit yok. Gün bu gün, saat bu saat. Yoksa şalteri indiriyorlar ve uğultulu koşuşturma başlıyor. Koşuşturma başlayınca insanların oradan oraya savrulduklarını izliyoruz. Kimse birbirinin hatırını sormaya, bir hasta ziyaretine vakit ayıramıyor. Çokları bu durumdan bizardır, farkındadır meselenin, ama fert olarak bütün bu şartları, kendimizi çevreleyen şartları aşmanın imkânını bulamıyorlar. Eski günler güzeldi deniyor. Doğru. Doğruluk şurada: Çünkü bir mahallede yaşanıyordu. İnsanlar tek tek birbirlerini tanıyorlardı. Çocukluk arkadaşlığı, asker arkadaşlığı, hısımlık-akrabalık, iş arkadaşlığı, cami cemaati sıcak bir ilişkinin ortasındaydı. Hastanın hastalığı, fakirin fakirliği biliniyordu. Oysa artık yüzlerce dairelik sitelerimizde, beton blok apartmanlarımızda birbirimizi ne görebiliyor, ne tanıyabiliyoruz. Sadece arabalarımızın markalarını biliyor, yazlıklarımızın adreslerini hatırlıyoruz.
İhtişamdan ziyade sadeliğiyle insanı büyülüyor…
Sayfa 107 - Selimiye’nin KanatlarıKitabı okudu
Kaba kuvvetin karşısında duran değerler; hizmet, hürmet ve merhamettir.
Sayfa 73 - Kaba Kuvvete DairKitabı okudu
731 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.