Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şehit Enver Paşa

Nevzat Kösoğlu

Şehit Enver Paşa Sözleri ve Alıntıları

Şehit Enver Paşa sözleri ve alıntılarını, Şehit Enver Paşa kitap alıntılarını, Şehit Enver Paşa en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşa İsmail Enver Paşa Yaşa
Tehlikenin üstüne gitmeyi seven adam, Hareket Ordusu’nda İstanbul’a girişini şöyle anlatır: “Tam 24’ü sabahı şafakla Pera’nın kışla duvarlarının arkasındaki çok daha güçlü bir düşmanın üzerinden İstanbul’a sessizce girmiştim. O gün ölümü aradım. Ama onu bulmak için nereye koşsam, şimşek gibi kaçıyordu. En tehlikeli noktalar benim için en emniyetli sığınaklar haline geliyordu. Allah’ın beni başka bir şey için sakladığını bilmiyordum. Ama, hayata karşı hoşgörümü fark etmedim.”
Zafer de hezimet de tefereuattadır
Viyana düştü düşecek iken, geriye dönüşümüz ne Kara Mustafa Paşa’nın hırsı, ne Kırım Hanının ayak sürçmesi, hatta ne de Sobiyeski ordusu ile açıklanabilir... Fazıl Mustafa Paşa’ya Salankamen’de bir kurşun isabet etmeseydi, dünyanın çehresi değişirdi. Görünüşte bu olayları, rüzgârın o günkü esiş hızı ve yönü, Sobiyeski’nin bir gün sonra değil de o gün yola çıkması yahut Kara Mustafa Paşa’nın, Viyana harap olmasın diye hücum emrini geciktirmesi belirlemişti. Halbuki tarihî dönemeçlerin bu kadar sıradan doğal yahut beşerî sebeplere bağlanması bizi doyurmamaktadır ve gerçeğe de uygun değildir. Bütün bu sebep görüntüleri, bu olup bitenler, bizi, perdeledikleri gerçek sebepler üzerinde düşünmeye yöneltmek içindir. Asıl sebepler, o tarihi taşıyan toplumların bütününün sorumluluğunda aranmalıdır.
Reklam
Özbekler kazaklar Enver Paşa için yaşasın Turan diye bağırıyorlar
Enver Paşa’nın geldiği hemen duyulmuş ve halk içinde büyük heyecan yaratmıştır; Paşa, bütün Buhara ileri gelenleriyle görüşmek zorunda kalır. Burada, Türkmenbaşı’ndaki Türk ve Rus göçmenlerinin durumunu görmesine ek olarak, Emîr Timur zamanından kalma zenginliklerin Ruslar tarafından nasıl yağmalandığının hikâyelerini dinler. Halk, Paşa’ya sevgi gösterileri yapar; “Yaşasın Turan, Yaşasın İslam ve yaşasın Enver Paşa” diye bağırırlar.
Amanullah Han ve Cemal paşa
Cemal Paşa, Afgan ordusunun eğitimi için Mustafa Kemal Paşa’dan Türk subaylar ister. 1921 yılının yaşanan bunca sıkıntısına rağmen, Mustafa Kemal Paşa, istenen subayların seçilip gönderilmesi için, Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa’ya emir verir. Cemal Paşa yönünü Almanlara çevirerek oradan destek almak ister; ancak, onlar da sıkıntı içindedirler. Emanullah Han, gerekli silahların alınması için dört yüz bin altın tahsis eder. Ancak, Almanya’dan temin edilebilecek olan bu silahların Rusya üzerinden Afganistan’a getirilmesi mümkün değildir. Bütün teşebbüsler sonuçsuz kalır. Cemal Paşa gelen subayların komutasında “nümune kıtaları” oluşturarak askeri eğitime başlatır. Bu arada göçmen Hint Müslümanları da örgütlenip eğitilmektedir. Osmanlı subayları ayrıca Afgan kralının Hanabad kentinde kurduğu Korbaşılar Okulunda da eğitim vermektedir.
Adana'ya gelen türkistanlı basmacılar
3 Mayıs 1919’da Şir Muhammed Bey, geçici Türkistan Hükûmetini kurar. Hiçbir dış destek bulamayan bu hükûmet 1922’ye kadar varlığını sürdürür. 1922’de Ruslar, kurtuluş savaşçılarına karşı genel bir saldırı başlatırlar. İşgal ettikleri bölgelerde mahalli komünistlerle işbirliği yaparak Sovyet Cumhuriyetleri kurdururlar. Şir Muhammed ve Kardeşi Nur Muhammed Beyler, Enver Paşa’nın şehadetinden sonra Afganistan’a ve oradan da Türkiye’ye geçmişlerdir. Şir Muhammed Bey 10 Mart 1970 tarihinde Adana’da vefat etmiştir.
7 Şubat 1918’de Rus birlikleri Hokand topraklarına girerler. Çarpışmalar başlar. 22 Şubat’ta Rus ve Ermenilerden oluşan Kızılordu birlikleri Hokand’a egemen olurlar. Hokand yakılır ve on binin üstünde Türk öldürülür. Devlet başkanı Mustafa Çokay, millî şuurdan başka ellerinde bir şey kalmadığını söyleyecek ve canını zor kurtararak Türkiye’ye kaçacaktır. Hokand’ın işgalinden sonra Türk aydınlarının bağımsızlık ülküleri gittikçe zayıflar ve komünist partiler içinde yer tutma temayülleri artar. Kazak aydınları ise, 1906 yılında Kazak Anayasal Demokratik Partisi’ni kurmuş ve millî şuuru uyandırmak için gayret içine girmişlerdi. 1917 Temmuz’unda partinin adı Alaş Orda olarak değiştirilir. 5 Nisan 1917’de toplanan Kazak Kongresi’nde başkan Bökeyhan iddialı ve ümitli konuşur: “Kurtuluş saati gelmiştir. Bizim siyasi hedefimiz milli kurtuluştur
Reklam
Sadri Maksudi, Musa Carullah Bigi ve Dağıstanlı Dr. Muhammed Duglat konuşmacı olarak seçilirler. Ancak Rus hükûmetinin baskıları altında siyasi konuları görüşemezler. Sadece Bozkır Eyaleti Kazaklarının Duma’ya temsilci göndermeleri istenir. Çarlık Hükûmeti, Osmanlı’da 1908 Meşrutiyetinin ilanından sonra İttihat Terakki’nin Türkçü-Turancı söylemleriyle ilgilenmiş, onları hem İstanbul’da izletmiş, hem de Türkistan’daki yankılarını tespit etmeye çalışmıştır. Buhara’dan gelen bir rapora göre, buradaki Terakkiperver Cemiyeti 1910 yılının Nisan ayında kurulmuştur. “Cemiyet tüzüğünü ele geçirdik ve anlaşıldığına göre, Cemiyet faaliyetlerini Buhara ile sınırlı tutmamış, bütün Türkistan’a şamil ve gaye kılmıştır.” İstanbul’dan gönderilen raporlarda ise, Genç Türklerin asıl amaçlarının Türkistan–Buhara Müslümanlarını aydınlatmak olduğu söylenmektedir
Abdürreşid İbrahim ve Yusuf Akçora gibi öncüler Osmanlı topraklarına geçerler. Türk dünyasının çeşitli yörelerinde her biri kendi başına da olsa Hürriyet, Himmet, Musavat, Kazak Anayasal Demokrat Partisi, Genç Tatarlar gibi siyasi parti ve dernekler kurulur. Meşrutiyetin ilan edildiği Rusya’da yapılan seçimlerde Rus Dumasına yirmi beş Türk seçilir. Ancak, ne içerde ne dışarıda ortak bir eylem çizgisi kuramazlar. Türk okumuşları arasında Ceditçiler-Kadimciler çekişmeleri giderek artarken sosyalist temayüller de gelişmeye başlar. Çeşitli yörelerde çıkartılan gazete ve dergilerin sayıları gittikçe artar. Bu yayınlarda ve ceditçi eğitim kurumlarında millîci-Türkçü temayüller gün geçtikçe belirginleşmeye başlar.
Ankara Hükûmeti Moskova’dan, Enver Paşa’nın yakalanarak Türkiye’ye teslimini istemiştir. Çiçerin, Ankara’daki temsilcisine şunları yazar: “Bizim tarafımızdan Enver Paşa’ya yardım adı altında yapılanlar bir hikâyedir…. Müslüman bir kahramanın yakalanmasını imkânsız olarak düşünüyoruz. Batum’dan ayrıldığında, onu yakalamakta becerikli olamadık. Bununla birlikte ona hiçbir şey vermedik ve asla vermeyeceğiz.”
Yeniden Berlin’e dönmüştür; ama, “Ali Bey” durucu değildir; üçüncü denemeyi, Alman hapishanesinden kurtardıkları K. Radek’le birlikte yapmaya karar verir. Hareketi yine General Seeckt düzenleyecektir. Ne var ki, Radek, bir izin meselesi yüzünden vaktinde gelemez ve Enver Paşa tek başına hareket eder. 31 Aralık 1919’da, hareketinden on dakika sonra uçak bir evin üstüne düşer. Enver Paşa yine mucize kabilinden kurtulur. Enver Paşa dördüncü uçuşunu bir başına yapar ve 23 Şubat 1920’de yine uçak düşer ve yine kurtulur... 26 Şubat 1920’de Cemal Paşa’ya yazdığı mektupta, “Bilmem Pazartesi günü tayyaremizin parçalanarak, kimseye bir zararı olmaksızın, yine eve döndüğümüzü yazmış mıydım...”
Reklam
Celal Bayar’ın anlattığına göre, “Kafkasya’da iki tümenimiz vardı. Son zamanlarda Azerbaycan ve Kuzey Kafkasya Müslümanlarına silah dağıtılmıştı. Enver Paşa Kafkasyalı gönüllülerle tümenlerimizi kuvvetlendirdikten sonra Ermenistan’ı ezmeyi, İtilaf devletlerinin kolaylıkla yetişemeyeceği bir yerde, mesela Kars’ta geçici bir hükûmet kurmayı tasarlamıştı.” Paşa, burada siyasi gelişmeleri bekleyecekti.
Atatürk döneminin ünlü Adalet Bakanı, hep şöyle dermiş: “Mustafa Kemal, Talat, Enver; bu üçüne uzanan dilleri kudretim olsa kökünden keserdim.”
İttihat ve Terakki'nin kapatılarak hazineye devredilmesi
8 Ekim 1918’de, Talat Paşa’nın sadrazam olduğu İttihat Terakki hükûmeti istifa eder. Osmanlı Meşrutiyetinin bilinen üslupsuz, sert muhalefeti, Kabinenin istifasından sonra açılan Millet Meclisinde iyice azgınlaşmış, azınlık milletvekillerinin İttihatçı adı altında Türklüğü aşağılamalarına varmıştı. Diğer siyasi parti mensupları, İttihatçılık aleyhinde dizginsiz sözler söylemeyi günün siyaseti haline getirmişlerdi. İttihat Terakki kongresi 1 Kasım 1918’de bu hava içinde toplanarak kendisini fesheder. Fazla öne çıkmamış olan İttihatçılar, Teceddüt Fırkası’nı kurarlar; İttihat Terakki’nin mameleki yeni partiye devredilir. Ancak, uzun sürmeyecek bu parti, Hükûmet tarafından kapatılarak kasasına el konulacaktı.
Talat ve Enver Paşa arasındaki anlaşmazlığın sebebi
“Son zamanlarda müşarünileyh ile aramızda İslam’ın ve memleketimizin halâsı uğrundaki mücadelelerimizde ufak bir nokta-i nazar farkı mevcut idi. Mağfur müşarünileyh bütün hareket ve icraatı şahsında toplamak suretiyle hedefe varmak fikrindeydi. Ben ise teşkilatlanmadan yanaydım.”
Geri180
1.215 öğeden 1.201 ile 1.215 arasındakiler gösteriliyor.