...Ve tabi ki ben de seni seviyorum. Kafandaki her bir saçı, dizindeki her bir katı ve burnumu gömdüğüm ve çok usulca nefes verdiğim çenenin hemen altındaki muhteşem yumuşak lekeyi seviyorum. Ve gülüyor, gülüyor ve gülüyorsun.
Muhteşemsin.
Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur derler. Görünüşe göre haklılarmış. Giderek daha sık seninle ilgili rüya görüyorum. Bazen uyanıyorum, ter içinde oluyorum, ağzım kuru oluyor ve fark ettiğim ilk şey sessizlik oluyor. Akan musluklar ya da kapanan kapılar yok, burada kimsecikler yok; sesinin olması gereken yerde sadece bir sessizlik var. Eskiden çıkardığın gürültüler yüzünden ne kadar huysuz ve aksi olduğumu düşünmekten nefret ediyorum. Şimdi onun için yanıp tutuşuyorum.