" Hayat anlardan ibaret derler ama yanılırlar, hayat aslında sonlardan ibarettir." cümlesi ile başlıyor roman. Başlıklar da sonlara dair. Bazen mutlu bazen de mutsuz sonlarla başlıyor Suna'nın ve Servi Nine ve Üç Güzeller'in hikâyesi. Beşerbazın Mârifeti'nden sonra ne zaman yazacak diye beklediğimiz yazardan halk hikâyesi tadında bir eser. Suna'nın evinin önündeki bir servi ağacını kurtarma mücadelesi anlatılıyor. Öyle bir Suna ki Suna'yı alıp bağrınıza basmak istiyorsunuz. Suna, babası, ona masallar anlatan halası, Ermeni komşusu hepsi insanın içini ısıtıyor. Yazar Türkiye mozaiğini hem dil açısından hem de kültürel olarak ilmek ilmek işlemiş. Dilinin sadeliği, kıvraklığı, deyimlerin, yerel söyleyişlerin eserde kullanımı ustalık seviyesinde. Çok çok keyifli bir roman. Henüz okumadıysanız Arlin Çicekçi'yi hiç vakit kaybetmeden okuyun, okutun. Umarım tez zamanda yeni eserini yazar. Keyifli okumalar...