Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sesler, İşitin Bizi De

Paul Celan

Sesler, İşitin Bizi De Sözleri ve Alıntıları

Sesler, İşitin Bizi De sözleri ve alıntılarını, Sesler, İşitin Bizi De kitap alıntılarını, Sesler, İşitin Bizi De en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
HİÇLİK, vuruyor mührünü -bizi bir araya getiren- isimlerimiz hatırına, son, başlangıç sanıyor bizi, bizi suskuyla sarıp sarmalayan ustaların önünde, o ayırdedilemezlikte, doğruluyor kendini yapış yapış aydınlık.
Sayfa 411
(Tanıdınız mı beni, eller? İlerliyordum sizin gösterdiğiniz çatallanmış yolda, tükürüp attı ağzım çakıl parçalarını, yürüyordum, vaktim, başıboş bir kar saçağı, savuruyordu gölgelerini- tanıdınız mı beni?)
Sayfa 119
Reklam
Ah ölüm meleği, ekin biçmek için çok geç artık. Öyle karbeyaz, saçların, gece rüzgarı! Beyaz, o bana kalan, ziyan ettiğim! O saatleri sayıyor, bense yılları. Yağmur içtik biz. Biz yağmur içtik.
Sayfa 49
Kutuplar, iki taraf arasındaki ilişkide olduğu gibi her bireyin kendi içinde de mevcuttur. Bu kutupluluk sadece benliğin unutulmasıyla aşılabilir. Böylelikle uyanıklık durumundayken kapalı olan “merhamet kapısı” açılır ve benliğin kendi içinde veya diğer kutupta kaybı sayesinde bir geçiş deneyimi gerçekleşmiş olur. Bu seyr’engiz, Meridyen’de şöyle tasvir edilir: “Bugün huzurunuzda seyrettiğim imkansız yolda , bu imkansızın yolunda gönlümü bir nebze avutan bir şey buluyorum. Bağlayan, ve şiir gibi, karşılaşmaya götüren bir şey. Dil gibi — soyut ama yine de maddi ve dünyevi, döngüsel her iki kutbu da boydan boya katedip kendine kavuşan; dolayısıyla çok şükür ki tropikal kuşağı ve mecazları aşıp geçen bir şey buluyorum… bir meridyen.”
Sayfa 476 - Karşılaşmalar / Paul Celan
Hiçlik / durakalıyor: Karl Georg Büchner’in Danton’un Ölümü adlı oyununda Lucille, kocası Camille Desmoulins’in infazından önce şunları söyler: “Ölmek! Yaşamaya herkesin hakkı vardır, şu ufacık sineğin de, şu kuşun da! Tek bir damlası saçılıp dökülse hayatın akışı kesintiye uğrar, toprak bu darbeyle yarılırdı ya! Her şey hareket halinde, saatler işliyor, ilerliyor, insanlar vızır vızır, su ve diğer her şey oradan oraya sızıp duruyor —hayır! böyle olmamalı, olamaz— Şimdi yere oturup çığlık çığlığa bağırmak istiyorum, ki korkudan dursun her şey, durakalsın, hiçbir şey kımıldamasın artık.”
Sayfa 470
Celan, 12 Mart 1959 tarihli mektubunda Ingeborg Bachmann’a şunları yazıyor: “Anlatacak fazla bir şeyim yok. Her gün birkaç rezillik yaşıyorum işte, her köşe başında bol miktarda mevcut. Bana (ve Gisel’e) yalancılığını lütfeden son “arkadaş” da Rene Char. Tabii niye olmasın? Ne olsa şiirlerini çevirdim( ne yazık ki!), eh haliyle, geçmişte azar azar da olsa tattığım o şükranlarını sunmasa olmazdı. Neredeyse her yanı yalan ve kahpelik sarmış. Yapayalnız ve çaresiziz.”
Sayfa 437
Reklam
Bir, hiçtik biz, hiçiz ve hep öyle kalacağız, açıla açıla: hiçin, Hiç kimsenin gülü.
yok gecenin ihtiyacı yıldızlara hiçbir yerde soran yok seni
“Sana birkaç şiir yolluyorum, oku onları Ingeborg. / Uğraş uğraş sana yer açamadığım bir şiir var. Sanırım şiirin hakikati bunu dayatıyor. / Beyaz ve Uçağan’ ı bitirmem günler aldı, sonunda, o kelime çıkageldi: Yitmiş olan (Verlorne). Birden bunun sen olduğunu ayrımsadım, kendimi savunmaya çalıştım, fakat hakikatin hatırı için, öylece kalmak zorundaydın.”
Sayfa 430
“Olanca zaiyat arasında ulaşılabilir, yakın ve kaybedilmemiş tek bir şey kaldı: dil (…) her şeye rağmen o, masum kaldı. Fakat kendi yanıtsızlığının, dehşet verici suskunun, ölümcül konuşmaların yarattığı karanlıkların içinden geçmesi gerekti. Geçip gitti ve olup bitene dair geride tek bir kelime bırakmadı, sadece hadisenin içinden geçip gitti.”
Sayfa 429 - Şişedeki Mesaj (Karşılaşmalar içinde)
126 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.