"Ben sadece benden bir şey saklamanı istemiyorum. Hayatında neler olup bittiğini bilmezsem ihtiyacın olduğunda nasıl yanında olacağım? Hislerini saklama konusunda çok iyisin. Bazen ya çok mutsuzsan ve bunu fark etmiyorsam diye endişelenmekten uykularım kaçıyor."
"Hayata tutunmak için kendini yakıp o acının içinden çıkabilmeyi başarmak zorundasın. Ne kadar zorlukla karşılaşırsak karşılaşalım pes etmeden devam ettiğimizde istediğimize ulaşınız. Simurg'a varmak için, Simurg olmak gerekir."
"Efsaneye göre, Simurg o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. Kuş, ömrünün sonuna geldiğini anladığı her seferinde ateşiyle kendini yakıp küllerinden yeniden doğar. Uzun ömrü onu bir bilgeye, şifaciya, aynı zamanda da efsaneye dönüştürmüştür. Onu gören kimsenin olmadığı bir zamanda, kuşlar için yaşamın giderek zorlaştığı günlerde Simurg'un bir tüyü bulunur. Söylentiye göre Simurg, Kaf Dağı'nın zirvesinde yaşıyordur ve tüyü buraya, onu gören birisi getirmiştir. Bunu duyan kuşlar bir kurtarıcıya ulaşmak umuduyla Simurg'u bulmaya karar verirler. Kaf Dağı'na gidebilmek için yedi vadiyi geçmeleri gerekiyordur. Aşk, ustalık, istek, yalnızlık, şaşkınlık, hırs ve yok oluş vadilerini aşarken karşılaştıkları zor şartlar yüzünden kuşların bir kısmı yolculuktan vazgeçer, bir kısmı vadilerde gördükleri şeylerin peşine düşüp amaçlarını unutur, bir kısmı da düşüncesiz kararları yüzünden canlarından olurlar. Son vadiyi geçtiklerinde kuşlardan sadece otuz tane kalmıştır. Kaf Dağı'na vardıklarında orada Simurg'u bulamazlar ama buldukları başka bir şey var-dır. Simurg'un aslında otuz kuş demek olduğunu öğrenirler. Buldukları şeyse..."
"...Kendileriydi."
"...Yaptıkları yolculuk kendi benliklerini bulmalarını sağladı."
"Kelimeler zorlayıcı silahlar ola bilir, ama kelimeler aynı zamanda insanı rahatlatan çiçek bahçeleridir. Onları nasıl kullanmayı seçersek, öyle karşılık görürüz."