Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevmeye Kendinden Başla

Ilse Sand

Sevmeye Kendinden Başla Gönderileri

Sevmeye Kendinden Başla kitaplarını, Sevmeye Kendinden Başla sözleri ve alıntılarını, Sevmeye Kendinden Başla yazarlarını, Sevmeye Kendinden Başla yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Duyarlı ve hassas kişilere mutluluk ve esenlik veren uğraşlar, ilham veren aktiviteler: - Kitap okumak - Radyo dinlemek - Tiyatroya gitmek - Konsere gitmek - Konferansa gitmek - Bilgece sözler okumak ve bunlar üzerinde düşünmek.
Psikoterapide aşırı duyarlı olanların oranının toplumdaki genel orandan fazla olması mantıklıdır. Bunun iç nedeni şunlar olabilir: Duyarlı kişiler hassas sinir sistemleri nedeniyle daha kolay sorun yaşar. Duyarlı kişiler, güçlü olmanın ve sınırsız bir şekilde dışa dönük olmanın kabul gördüğü bir kültürde baskı altındadır. Aşırı duyarlı kişiler bir konuda zorlandıklarında sorunları çok fazla örtbas etmez. Bunun nedeni hem ağrı eşiklerinin başkalarına göre düşük olması hem de genelde derinlemesine düşünmeleri ve kendileri hakkında da derin düşünmeyi sevmeleridir.
Reklam
Aşırı duyarlılığın bir zayıflık mı yoksa zenginlik mi olacağını belirleyen büyük ölçüde çevredir.
Elaine Aron, aşırı duyarlı kişileri yansıtan bir kişilik tanımı yaratmıştır. Burada kendimizle ilgili farklı bir söylem bulabiliriz; sadece daha korkak ya da tuhaf değil, aynı zamanda mutluluğu daha derinden hisseden ve ayrıca bazı özel yeteneklere sahip kişiler olarak tanımlanırız.
Gençken hayatımızı nasıl yaşayacağımıza dair birçok hayal kurarız. Fakat sonradan yani büyüdükçe -hayatın ne kadar karmaşık olduğunu ve hayatımız üzerinde ne kadar az etkimiz olduğunu gördükçe- bazı hayallerimizi bir kenara bırakmak zorunda olduğumuzu kabullenmemiz gerekir. Bunların içinde iyi şeyler yapacağımızı hayal etsek de bizi utandıran şeyler de vardır. Burada kişinin kendisine empati duyması önemlidir. Örneğin; "Daha iyi yapabilmeyi isterdim." ve "Bu kadar oldu ve bu da yeterince iyi." diyebilmek. Yani "Bu yeterince iyi ve kendimi sevmeye devam edebilirim."
Yabancılada tanışmaktan kaçınan aşırı duyarlı bir kişiyi düşünelim. Başkaları için bu durum onun başka insanlardan korktuğu izlenimini verebilir. İyi niyetli terapistler onu, mümkünse bir dönem için günde birkaç kez korktuğu şeyi yapmaya teşvik edecektir. Onlar, danışanın sonrasında yabancılada tanışma konusunda kendisini daha iyi hissedeceğini düşünür. Aşırı duyarlı olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmeyen bir terapistle geçirilen bir terapi sürecinde bu kişiye ev ödevi olarak birçok yabancının olduğu yerlere gidip onlarla iletişim kurma konusunda alıştırma yapması önerilir. Bu danışanın, yabancılardan kaçınmasının esas nedeni başkadır. Bunun nedeni korku değildir. Sadece yabancılarla tanışmak onu fazla yorar ve tüketir. O da kendini bu duruma karşı korumaktadır. Yabancılarla tanışmaya zorlanırsa bitkin hisseder ve aslında çok iyi olan empati ve durumsal farkındalık özelliklerinde azalma olur. Bu durum amaçlananın aksine onun yabancılarla ilgili rahatsızlığını artırır.
Reklam
Duyarlı kişiler genel olarak şunlardan dolayı utanç duyarlar: - Bazen bazı insanların uzakta olmasını istediğiniz için. - Hızlı cevap vermediğiniz için... Başkalarının, uzun süre düşündüğünüz için doğruyu söylemeyeceğinizi düşünmelerinden korkuyor olabilirsiniz. - Herkese ayak uyduramadığınız için. - Bazı şeyleri başkaları gibi hafife alamadığınız için. - Sık sık etrafınızda geçen konuşmaları yüzeysel olduğu için ilginç bulmadığınız durumlar yaşadığınız için. - Genelde başka herkesten önce bitkin düştüğünüz için.
Utanç duygusu temelde kusurlu olma hissidir. Bu konuda konuşmak zordur. Genelde insan utandığı için de utanç duyar ve bu konuda konuşçak istemez. Utanç duygusu çocukluğunuzda yaptığınız şeye karşılık görmediyseniz ortaya çıkabilir. Diyelim ki annenize ya da babanıza bir şey gösternek ya da vermek istediniz ve onlar bunu ya görmezden geldi, reddetti ya da sizi azarladı.
"Bunları başkaları gibi yapabilmeliydim." sözü "Aynısını yapabilmeyi isterdim." şeklinde değiştirilebilir. Burada suçlama çıkarılmıştır ve kedere yer açılmıştır. "Bana daha çok yardım etmeliydin." sözü "Bana daha çok yardım etmiş olmanı isterdim.'' ya da kısaca "Yardımına ihtiyacım vardı." şeklinde söylenebilir.
Reklam
Çocukluk değiştirilemez. Aldığınız sıyrıklar için artık çok geçtir, olan olmuştur ve onun içindeki kayıplarla yaşamak zorundasınızdır. Gerçekliği taşıyabileceğiniz gün öfke kedere dönüşür.
Öfke diğer duyguların üzerine çıkar, o zaman sizin farkında olmadığınız alttaki her şey gizlenir çünkü öfke her yeri kaplar.
Kısa vadede -özellikle öfkeden hoşlanmıyorsanız- kendinize o durumun o kadar da önemli olmadığını söylemek en kolayı olsa da bu uzun vadede iyi bir fikir değildir. Olumsuz şeyleri söylemeye cesaret edemezseniz, ilişkilerinizin yüzeysel olması ve sizi tatmin etmemesi riski ile karşı karşıya kalırsınız. Hassas kişilerin, gerektiği durumlarda olumsuz düşüncelerini söylememeleri kendine güven eksikliğinden kaynaklanabilir.
Bazı insanlarla birlikte olmak, aşırı duyarlı kişilere iyi gelmez. Bazı aşırı duyarlı kişiler böyle ilişkilerde çok uzun süre kalır çünkü iyi niyetlidir ve kendilerine ardı ardına kötü davranılsa da iyi olana inanmak ister. Empatilerinden çokça sunar ve sessizce karşı tarafın bir gün değişeceğini umar. Olanlara biraz dışarıdan bakmayı deneyin. Sevdiğiniz bir kişiyi düşünün ve onu kendi yerinizde hayal edin . Bu kişiye karşı yapılan davranışlar çoğunlukla empati ve saygı içeriyor mu? Cevabınız hayırsa empatiyi biraz azaltmak ve bunun yerine bazı taleplerde bulunmak ve o kişiden davranışını değiştirmesini istemek iyi olacaktır.
Bir zamanlar insanın öfkesini -örneğin; bir yastığı- yumruklayarak atabileceği düşünülüyordu. Bazı terapistler, danışanın öfkesini ifade etmesini uygun bulur. Bu yöntem bu kanının arka planında yer alır. Fakat bedeninizle agresif hareketler yaparsanız öfkeyi korursunuz ve daha da kötüsü, onu güçlendirirsiniz. Bu konuda biriyle konuşmak ya da bir gevşeme egzersizi yapmak çok daha etkilidir.
491 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.