Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yüzü Olmayan Maske

Şeytan

Luther Link

Şeytan Sözleri ve Alıntıları

Şeytan sözleri ve alıntılarını, Şeytan kitap alıntılarını, Şeytan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şeytan’ın sayılamayacak kadar çok olan küçük vekilleri, ortaçağda bizim bugün mikropları düşündüğümüzden farklı düşünülmedi -her zaman mevcuttular.
Sayfa 57
Melekler seçilmişleri lanetlilerden ayırır. Kutsanmışların yuvar- lak şekilleri, lanetlilerin sivri açılı organları ve bulundukları aşın rahatsız durumlarla tezat oluşturur. Sağdan ikinci lanetli ruhun elin- de bir bıçak vardır: Öldürme ayini için hazır olan Yahudi'dir o ve elinde kirlettiği Kutsal Ekmek vardır. Ortodoks Hıristiyanlar arı üretimini artırmak, lahana yapraklarını korumak ve insanları baştan çıkarmak (öpmekte olduğu "kadını Aşai Rabbani ayininin erdemiy- le kendi arzularına çekmek"150 isteyen bir rahip kadının ağzına Kut- sal Ekmek vermiştir
Reklam
Cehennemde şeytanların çoğu zaman kanatlan yoktur; ama Cennet'ten kovulduklarında ya da Mikael'le savaşırken kesinlikle kanatlarının olması gerekirdi. IX. yüzyıldan XIII. yüzyıla kadar Sa- tan ve şeytanlarda, tüyleri siyahlaşmış, kısalmış ve birbirine karış- mış olsa da meleklerin tüylü kanatlarından vardır. XIV. yüzyılda Şeytan'ın kemikli siyah yarasa kanatları çıkıyor; tüylü kanatlanysa yavaş yavaş kayboluyor. Elbette siyah yarasa kanatlan, meleklerin açık renk, beyaz ya da güzel bir renge boyanmış tüylü kanatlarıyla çok daha göze çarpan bir zıtlık yaratır.
Jean Pucelle XIV. yüzyıl başlarında özgün fikirleri olan yete- nekli bir tezhipçiydi. Eserleri arasında iki ciltlik Belleville Dua Ki- tabı (Bibliotbeque Nationale, Paris) vardır. İlk ciltte Pucelle, Yedi Ayin ve üç İlahi ile dört Temel Erdem arasındaki ilişkiyi ve Eski Ahit ile Yeni Ahit arasındaki figürel ilişkiyi gösteren Zebur resim- lerini açıklar. Pucelle'e göre, bir şey anlaşılmaz görünüyorsa, okur anlamı aramalıdır; ve onun resimlerle süslediği Zebur'da anlaşıl- maz bir şey olduğunda da kendisi bunu açıklar. Pucelle'in açıkla- ması, "Yeni Ahit, Eski Ahit'teki simgeler içerisinde tamamıyla var- dır" gibi bazı genel ilkelere dönüşmüştür. Örneğin Pucelle, her ay için "gizli" peygamberliği bir Havari tarafından bir inanış şartı ola- rak anlaşılan bir peygamber olduğunu yazar. Ancak karmaşık sim- geciliğe özgü bir örnek arıyorsak, en iyisi Pucelle'in, İncil'in Dört Yazarı'ndaki resimleridir:
Kendi başınıza sapkınlık yapamazsınız.
Sayfa 113
Satan, Gerona Beatus 'ta da Cehennem Hükümdarı' dır. Bacakla- rına yılanlar dolanmış bir şekilde şeytanların arasında oturur. Başı- nın etrafındaki dişli tekerlek parmakları taç olabilir; ama belki de alev almış saçını temsil etmektedir
Reklam
Eğer Şeytan, klasik pagan tanrıları çıplak olduğu için çıplaksa o zaman belki siyah olmasının bir nedeni de bazı Mısır tanrılarının si- yah olmasıdır. Ama belki de asıl neden en açık nedendir: Şeytan kirlenmişliğin bir göstergesi olarak, beyaz, saf meleklerin tersine siyah gösterilir. Şeytan çıplaktır; Cennet'teki Adem ile Havva da. Giyinmek toplumun seçkin kesimine aittir. Mikael ve melekleri, asi melekleri Cennet'ten atarken hep resmi kıyafetler ya da zırh giyer- ler. Asi meleklerinse en fazla peştemalleri vardır; ama X. yüzyılda genellikle çıplaktırlar ve Rubens'in resimlerinde de hala çıp- laktırlar.
Hıristiyan ressamın, teolojik yorumların desteklediği klasik kaynaklardan kullanabileceği bir şey vardı - Pan. "İnsanların ona [Şeytan'a] neden, dehşetin ve bi- çimsizliğin şartlan olarak bu eklemeleri [Pan'ın boynuzları ve toy- naklarını] verdiği anlaşılmaz" diye yazar Shelley, "Silvanus' ve Fa- unus," liderleri yüce Pan'la birlikte en şiirsel şahsiyetlerdi . . . . "
Çarmıha gerilmiş İsa'nın en eski im- gelerinden biri de Roma'daki S. Sabina'nın kapılarındadır. Dikka- te değer olan şey tam olarak, birçok kapı panosu· arasındaki önem- siz yeri yüzünden eserin kabalığı değildir. Bu yerleştirme doğaldır, çünkü Arnobius'un da dediği gibi, çarmıha gerilme utanç verici bir yenilginin göstergesidir. Bu motif, tinsel zaferin bir simgesi haline gelene kadar ve İsa Çarmıh'ın kaidesinde, gözleri açık dururken değil, acı çekerek asılmış bir şekilde resmedilene kadar yüzyıllar geçti. Bu değişiklik, çarmıha gerilmeyi sadece, bugün simge olarak yorumladığımız resimsel bir gösterge değil, doğrudan hissettiğimiz sanatsal, duygu dolu bir simge yaptı. Oysa Şeytan asla böyle bir simge olmadı.
Milton’ın Satan’ı, insanın hayal gücünü esir alır, çünkü Satan kendisine haksızlık edildiğine inanmıştır ve Tanrı’ya meydan okuması sonsuza dek sürecektir.
Sayfa 208
Reklam
Kilise ile İmparatorluk Şeytan'ı kendi amaçları için kullandıy- sa, bu, sinik inançsızlık anlamına gelmez. Tam tersine Şeytan inan- cı gerçekti ve hala da gerçektir. Günümüzde Papa VI. Paul ile Papa il. John Paul, gerçek Şeytan'a duyulan inancı onaylamaktadır. Der Spiegel dergisinin 22 Aralık 1986 tarihli sayısında, Vatikan Kardi- nali Ratzsinger'in sözlerine yer veren
Signorelli'nin eseri, bir başka Şeytan teması seçeneğinin haber- cisi olmuştur: Satanizm konulu çağdaş yazılarda ve resimlerde yay- gın olan cinsel fantezileri ve sadist dürtüleri ifade etmek için kulla- nılan bir çerçeve. Seyirci dehşete düşmez; büyülenir. XIX. yüzyılın sonlarında üç sanatçı eserlerinde, Şeytan'ın ve Cehennem'in cinsel ve sadist yönlerini kullandı: İngiltere'de eğlenceli sapıklığıyla Aub- rey Beardsley; Japonya' da sert sosyal eleştirileriyle Kawanabe Gyo- sai; Belçika'da da alaycı, dine küfreden satanizmiyle Felicien Rops.
Gerçek ortaçağ dünyasında Şeytan neyin yerini tutuyordu? Yer- yüzündeki kayıp ruhları kim yargıladı, ayırdı ve cezalandırdı? Ce- vap, Engizisyon mahkemesi, İmparatorluk'a ve Papa'ya ait güçler. Her ne kadar Aries, Kıyamet Günlerinin "ahiretbilimden yargı me- . kanizmasının lehine" değiştiğini söylese de, ona göre asıl itici güç, sapkınları avlama ve engizisyon faaliyetlerinden çok, ortaçağ dün- yası genelinde yükselen kanunlara bağlılık bilinciydi. 147 Sapkınlar Şeytan'ın kullandığı araçlar olarak tanımlanmıştır ve düşen melek- lerle şeytanları gösteren bazı ilk temsillere sapkınların yüzlerinin çizilmiş olması da mümkündür. Ama bu Kıyamet Günü'nün Şey- tan'ı için doğru olamaz, çünkü orada Şeytan Tanrı'nın kullandığı bir araçtır. Ne Katharlar ne de Yahudiler lanetlileri cezalandırmış- tır. Giotto'nun Kıyamet Günü'ne döndüğümüzde, Şeytan'ın işken- ce etmek için kullandığı aletlerin, sapkınları cezalandırmak için kullanılan aletlerle aynı olduğunu görürüz.
Cehennem'de şehvetli çıplak kadınları gösteren eski resimler gizli erotik bir cazibeye yer vermiş olabilir; oysa Signorelli kadın- larının duruşları bugünün piyasasında sadomazoşist fetiş resimleri için uygun olurdu. Çoğu pasif ve erişilebilir olan (bazıları endişe- liyken sadece bir tanesi çektiği acıyı yansıtmaktadır), eli kolu bağ- lı ve çaresiz güzellere yalnızca, görünüşte şeytan olan, sının gibi, dinç, orta yaşlı erkekler acı çektirmektedir; genç ve atletik erkek- lerse çok daha fazla korkuya kapılmış gibidir. Homoerotizm ve cin- sel sadizmin t'tkisi altında kalmış insan vücudunu teşhir etme me- rakı, bu eserin kısa bir tanımlaması olabilir
Bu Mısır konusu, Ruhların Tartılması, ya da psikostasi,' Avru- pa' daki katedrallere nasıl ulaştı? Bu konuyu ya Mısırlı Hıristiyan- lar benimsedi ve İrlandalı keşişler aktardı, ya da daha büyük ihti- malle, İrlandalı keşişler Osiris'in yerine İsa'yı geçirdi ve Anubis'le Thoth'tan oluşan ekibi, iki düşman olan Mikael ve Satan'la değiş- tirdi. Mısır'la bir bağlantı olduğundan şüphe yok. Aziz Patrick'in bizzat kendisinin, ünlü bir "Mısır" manastırının bulunduğu bir Ak- deniz adası olan Lerins'i ziyaret ettiği düşünülüyor. İrlandalı keşiş- ler, Mısır ve Suriye ile doğrudan kurdukları ilişkilerini sürdürdü
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.