Şeytan'ın yüzünü çizmek Mesih'in
yüzünü çizmekten daha zordur. Size İsa'nın, Meryem'in ya da Mu-
sa'nın hatırlamaya değer resimlerinden birinin adı sorulsaydı, hiç
sorununuz olmazdı. Aynısı büyük olasılıkla Yahuda için de geçerli-
. <lir (Giotto'nun ya da Leonardo'nun olursa). Peki Şeytan'ın, Tan-
rı 'nın güçlü düşmanının XVI. yüzyıldan önce yapılan resimlerin-
den hangilerini hatırlayabiliyorsunuz? Muhtemelen hiçbirini. Bu ga-
rip değil mi?
Hıristiyanlığın önde gelen bir başka savunucusu İskenderiyeli Cle-
mens ise il. yüzyılın sonlarında esnek ve kurnaz bir düşünürdü. IX.
yüzyılda, kurallara aykırı bir şekilde kutsanmış başpiskopos Photi-
os tarafından sapkın olmakla suçlanan Clemens, Romalı şehitler
listesinden çıkarıldı. Clemens, Yunanların, eski Yunan felsefesinde-
ki hakikatleri İbranilerden çaldığını düşünüyordu. Yunanca yazılar
da, İbranice yazılar da hakikatle yanlışı karıştırır; karışıklığın kay-
nağı ise Şeytan'dır.28 Sonuç olarak, diye iddia ediyordu Clemens,
felsefedeki bütün hakikatler düşmüş meleklerden gelir; bu fikir de
Enoş'tan alınmıştır.
Adem'in dinden dönmesinin, Şeytan'ın insanoğlu üzerindeki ada-
letsiz egemenliğini haklı çıkardığını söyleyerek Şeytan'ın hakları-
nı anlattı. Tann güç kullanamazdı, çünkü bu, adalet ilkelerinin
ihlali olurdu. Bu yüzden Tann, Mesih'i bedel olarak kullanarak in-
sanoğlunu satın aldı.36 İsa, insanoğlunu Şeytan'ın esaretinden kur-
tarmak için ona ödenen bedeldi ve Nyssa'lı Gregorios bunu unutul-
maz bir eğretilemeyle ifade etti: İsa, oltanın ucundaki yemdir:
Ancak önemli bir istisna vardır: Anselmus gibi Şeytan'ın hakla-
rını reddeden Petrus Abelardus (1079-1 142 dolayları).42 Skolasti-
sizm 'in kurucusunun tersine Abelardus, sorunu daha da şiddetlen-
dirmiştir. Efendisi ona açıkça ifade ederek bu hakkı vermedikçe,
Şeytan'ın ne gibi bir hakkı olabilirdi, diye sordu Abelardus. Ve
Efendisi de bunu yapmazdı, çünkü Şeytan'ın insanoğlu üzerinde
haklara sahip olması tamamen adaletsizlik olurdu, çünkü insanı gü-
naha teşvik eden Şeytan'ın ta kendisiydi. Ve hangi olası nedenden
dolayı Mesih açlığa, hakarete, kamçıya, tükürüğe ve son olarak da
öyle acı ve utanç verici bir ölüme dayanmak zorunda kalabilir? Bi-
zi kurtarmak için mi? Daha sonra Abelardus, Anselmus'dan da ile-
ri giderek daha önce hiç kimsenin sormadığı bir soru sordu:
Ortaçağdaki iletişim araçlarının - kilise vaazları, dini tiyatro
oyunları, renkli camdan yapılmış pencereler, mozaikler ve heykel-
ler - amacı, inancı öğretmek, açıklamak ve güçlendirmekti. Anlam,
ikonografi yoluyla belirlenirdi ve bu da doğal olarak tek tek kilise-
ler tarafından planlanır, onların sanatçıları tarafından uygulanırdı.
Ortaçağ sanatının büyük eserleri, yaratıcılığın tamamıyla sönmedi-
ğini kanıtlar. Yine de, 1306 yılında heykeltraş Tideman, Londra'da-
ki bir kilise için gelenek dışı bir İsa yaptığında, piskopos bunu kal
.dırtmış ve heykeltıraştan, aldığı ücreti iade etmesini istemiştir.