Merhabalar!
Şimdi size içeriğin kırılma noktalarını anlatmadan kitaptan bahsedeyim. Aslında okuduğum ilk Doyle aynı zamanda da ilk Sherlock kitabı, sonuncu da olmayacak gibi.
Sanılanın aksine kitabımızda bizim canlandırdığımız kahraman Dr. Watson; Sherlock Holmes, bizim yardım etmekten hoşlandığımız bir arkadaşımız hem de ortağımız. Ünvanından da anlaşılacağı üzere Watson, çok da başarılı olmayan sıradan bir doktor ama Sherlock sayesinde hatrı sayılır bir ün kazanıyor, bunu okurken fark ediyorsunuz zaten. Sherlock’a bakacak olursak genel olarak ketum, içine kapanık, üst düzey bir olay yeri uzmanı diyebiliriz, ama ne uzman. Bu arada bahsetmeden geçmeyeyim ne kadar dostumuz olursa olsun Sherlock bize hep tepeden bakıyor. -e haklı olarak tabii, adamın hayatı plan üzerine kurulu.- Bu arada kitabımız tek bir maceradan oluşmuyor, içerisinde birbirinden güzel dört muhteşem macera var. -kitabımızın ismi maceralardan birinin ismi falan değil bu arada, son macerada geçen kısa bir cümle kitabın ismi yapılmış.- Size burada tabii ki maceraların içeriğinden bahsetmeyeceğim, okuyun ve kendiniz hissedin. ;)
Son birkaç söz söylemek gerekirse kitap hoş bir polisiye romanı, okurken her sahnesini içinizde hissedeceğiniz cinsten. Unutmadan ekleyelim kitabımız İngilterede geçiyor -kitabın bazı bölümlerinde farklı mekanları gezsek de genel olarak Londra’da geçiyor ayrıca o ünlü Baker Sokağı 221B unutulabilir mi hiç!-
“Deniz havası, güneş ışığı ve sabır Watson; gerisi kendiliğinden gelir.”
İyi okumalar...