Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şiddet Gönderileri

Şiddet kitaplarını, Şiddet sözleri ve alıntılarını, Şiddet yazarlarını, Şiddet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Düşman, hikayesini duymadığınız kişidir.
Kötü bir insanın temel kötülüğü tam da kendinden çok başkalarıyla meşgul olmasıdır.
Reklam
Hiç aşık oldunuz mu? Korkunç bir şey, öyle değil mi? İnsanı çok kırılgan yapıyor. Göğsünüzü ve kalbinizi açıyor ve birinin içeri girip sizi mahvetmesine izin veriyor. Hiçbir şeyin sizi yaralayamaması için bütün savunma mekanizmalarını inşa edip, zırhınızı kuşanıyorsunuz, sonra aptal bir insan, diğer aptallardan bir farkı olmayan aptal bir insan hayatınıza giriyor… Onlara kendinizden bir parça veriyorsunuz. Halbuki bunu istememişlerdi. Bir gün sizi öpmek ya da size gülümsemek gibi ahmakça bir şey yaptılar ve sonrasında hayatınız artık sizin olmaktan çıktı. Aşk rehin alır. İçinize girer. Sizi içerden kemirir ve sonuçta karanlıkta ağlamanıza neden olur. “Belki de sadece arkadaş olmalıyız” gibi basit bir ifade kalbinize saplanan bir cam parçasına dönüşür. Acı verir. Sadece hayalinizde değil. Sadece zihninizde değil. Ruhunuzu acıtan, içinize girip sizi parçalayan gerçek bir acıdır bu. Aşktan nefret ediyorum.
“İnsan kendi inançlarının ne olduğunu ancak farklı bir kültürden biriyle tanıştığı zaman fark etmeye başlıyor.”
Budizmin Şiddete Kayıtsızlığı
Sonuçta Budizmin çözüm olarak önerdiği şey evren­ sel bir kayıtsızlıktır; aşırı empatiden sakınmayı öğrenmektir. Budizm işte bu yüzden evrensel şefkatin tam zıddına, acımasız askeri tutu­mun savunulmasına kolayca dönüşebilir ki Zen Budizmi’nin yazgısı da bunu çok iyi gösteriyor.
Sayfa 58
Panik ve Sevgi
“93 sefer sayılı United Airlines uçağı ve diğer üç uçak 11 Eylülde ka­çırıldığında, ölmek üzere olduğunu bilen yolcuların en yakın akrabala­rına telefon açtıklarında temelde söyledikleri şeyin “Sizi seviyorum” ol­ması anlamlıydı. Martin Amis, nihayetinde önemli olan tek şeyin sevgi olduğu yönündeki Aziz Pavlusçu noktaya dikkat çekiyor: “Sevgi soyut bir isimdir, bulanık ve belirsiz bir şeydir. Ama dünya alt üst olup ekran karardığında sevginin bizim tek somut yanımız olduğu ortaya çıkar.
Sayfa 56
Reklam
Rahatsız edilmeme hakkı
“Geç kapitalist toplumda gitgide daha fazla merkezi bir insan hakkı haline gelen şey rahatsız edilmeme hakkı, yani ötekiler­den güvenli bir mesafede durma hakkıdır.”
Sol liberalizm ve Faşizm bağı
“Korkan, şefkatli, şiddete karşı mücadele eden kırılgan liberal ko­münist ile öfkeden patlayan kör köktencinin aynı madalyonun iki yüzü olmasının nedeni de budur. Öznel şiddete karşı mücadele eden liberal komünistler, öznel şiddet patlamalarının koşullarını yaratan yapısal şiddetin sürdürücüleridir. AIDS’le mücadele ya da hoşgörülü eğitim için milyonlar harcayan aynı hayırseverler fınansal spekülas­yonlarla binlerce insanın hayatını mahvetmiş ve böylece de savaştık­ ları hoşgörüsüzlüğün yükselmesi için koşulları yaratmışlardır.”
Sayfa 43
Aşk ve seks paradoksu
Houellebecq cinsel devrimin ertesi sabahını, süperegonun hazzı bir görev olarak dayattığı bir evrenin sterilliğini betim­liyor. Bütün eserleri aşk ve seks karşıtlığına odaklanıyor: seks mutlak bir gerekliliktir, seksten feragat etmek solup gitmek anlamına ge­lir, bu yüzden de seks olmadan aşk filizlenemez; fakat bir yandan da aşk tam da seks yüzünden imkansızdır: “Geç kapitalizmin ta kendisi olan” seks “insan ilişkilerini liberal toplumun insandışılaştırıcı doğa­sının kaçınılmaz yeniden üretimleri olarak kalıcı bir biçimde lekele- miştir; temelde aşkı mahvetmiştir.” Bu nedenle seks, Derridanın te­rimleriyle ifade edecek olursak, aynı anda aşkı hem imkansız hem de mümkün kılan koşuldur.
Sayfa 42
Liberal Komünistlerin (sol liberalleri kastediyor) yapısı
Liberal komünistler pragmatiktir. Doktrinel yaklaşımlardan nefret ederler. Onlara göre bugün sömürülen tek bir işçi sınıfi yoktur. Sadece çözülecek somut problemler vardır: Afrika’da açlık, Müslüman kadın­ların çilesi, köktendinci şiddet. Afrika’da bir insanlık krizi varsa —libe­ral komünistler insani krizleri gerçekten sever, onların en iyi yönlerini ortaya çıkarır bu!- eski tarz anti-emperyalist söylemlere başvurmanın anlamı yoktur. Bunun yerine hepimiz sadece problemin çözümüne gerçekten yarayacak şeylere yoğunlaşmalıyız: insanları, hükümetleri ve ticaret dünyasını ortak bir girişimde bir araya getir, merkezi dev­let yardımına bel bağlamak yerine bir şeyler başlat; krize yaratıcı ve alışılmadık bir şekilde, etiketlere takılıp kalmadan yaklaş.
Sayfa 29
Reklam
“Sistemik şiddetin sonuçları karşısındaki körlüğümüz kendini muh­temelen en iyi şekilde komünizm suçlarına dair tartışmalarda belli eder. Komünizm suçlarının sorumlusunu tespit etmek kolaydır: söz konusu olan öznel kötülüktür, yanlış yapmış olan faillerdir. Hatta bu suçların ideolojik kaynaklarını da saptayabiliriz - totaliter ideoloji, Komünist Manifesto, Rousseau, hatta Platon. Ama dikkatimizi, on altıncı yüzyıldaki Meksika trajedisinden, bir yüzyıl önceki Belçika Kongosu soykırımına kadar kapitalist küreselleşmenin neden olduğu milyonlarca ölüme çevirdiğimizde sorumluluk büyük ölçüde inkar edilmektedir. Sanki bütün bunlar kimsenin planlayıp uygulamadığı ve “Kapitalist Manifestosu” olmayan “nesnel” bir sürecin sonuçları olarak gerçekleş­miş gibidir.
Sayfa 25
“Görünen o ki Adornonun meşhur sözünü düzeltmek gereki­yor: Auschwitz’ten sonra imkansız olan şey şiir değil, düzyazıdır. Gerçekçi düzyazı yetersiz kalırken, kampın dayanılmaz atmosferi­nin şiirsel bir biçimde çağrıştırılması işe yarayacaktır. “
Sayfa 16
Soros ve Mülteciler
“Soros çok-kültürlülüğü desteklerken tutar­sızdır, çok-kültürlülüğü “sadece Avrupa ve ABD’de desteklemekte, İsrail örneğinde ise, bence tam anlamıyla meşru bir şekilde, İsrail’in tek-kültürcülüğünü ve gizli ırkçılığını ve duvarlar inşa etmesini des­teklemektedir. Ayrıca AB ve ABDden talep ettiğinin aksine İsrail’den sınırlarını açmasını ve mültecileri kabul etmesini talep etmiyor. Tam da Talmudo-Siyonizm’e uygun bir ikiyüzlülük bu.”
Sayfa 9
“Kötücül bir insan, ‘sadece kendi çıkarlarını düşünen’ bir egoist değildir. Gerçek bir egoist başkalarını bedbaht etmeye vakit bulamayacak kadar kendi iyiliğiyle meşguldür. Kötü insanın temel kötülüğü tam da kendinden çok başkalarıyla meşgul olmasıdır.”
“Kötücül bir insan, ‘sadece kendi çıkarlarını düşünen’ bir egoist değildir. Gerçek bir egoist başkalarını bedbaht etmeye vakit bulamayacak kadar kendi iyiliğiyle meşguldür. Kötü insanın temel kötülüğü tam da kendinden çok başkalarıyla meşgul olmasıdır.”
210 syf.
·
Puan vermedi
·
142 günde okudu
Şiddet nedir?
Okuduğum en karmaşık kitaplardan. Defalarca okusam yine ve yine bir şey öğrenirim. Aslında günlük hayatınızda ne kadar çok şiddete maruz kalıyormuşuz ve de şiddet uyguluyormuşuz (!) hiç fark etmeden. Peki ama şiddetin her türü kötü mü? Yoksa yaşam İçin de olağan mı? Hiç şiddet uygulanması gerektiğini savunmanın da bir tür şiddet olduğunu düşünmüş müydünüz? Bu kitaptan sonra şiddete karşı bakış açım değişti. Tabi ki şiddetin savunulur hiç bir yanı yok ama fark ettim ki yaşam içinde her an farklı şiddet türlerinin hiç düşünmeden ve fark etmeden parçası oluyormuşuz. Tekrar ve tekrar okuyacağım bir kitap. Lakin okuması zor, pek çok konuya değinilmiş ve örnekler verilmiş…. Kitaptan daha çok faydalanabilmek için bahsettiği filmleri izlemeyi, kitapları okumayı tavsiye ederim. Başlamayı düşünenlere bir roman gibi okunamayacağını, geniş bir zaman ve boş, rahat bir zihin ile okumak gerektiğini belirtmek isterim.
Şiddet
ŞiddetSlavoj Zizek · Encore Yayınları · 201889 okunma
363 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.