Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sigmund Freud’un Misyonu

Erich Fromm

En Eski Sigmund Freud’un Misyonu Gönderileri

En Eski Sigmund Freud’un Misyonu kitaplarını, en eski Sigmund Freud’un Misyonu sözleri ve alıntılarını, en eski Sigmund Freud’un Misyonu yazarlarını, en eski Sigmund Freud’un Misyonu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Biz neden sarhoş oluncaya kadar içmiyoruz? Çünkü çok içmekten dolayı baş ağrısının zararı ve ayıp, sarhoş olmak zevkinden daha önemli bir zevksizlik doğurur. Biz neden her ay yeniden âşık olmuyoruz? Çünkü her ayrılıkta, yüreğimizden bir parça da birlikte ayrılıp gidiyor. Biz neden herkesle arkadaş olmuyoruz? Çünkü onun kaybı ve mutsuzluğu da bizi derinden etkileyecektir. Bunun içindir ki, biz zevk aramaktan çok, acıdan kaçmak için çaba harcıyoruz."
İncelenen alan ister toplum olsun ister bireyler olsun, muhatabımız daima insandır. Ve muhatabımız insan olduğuna göre, buda onların bilinçdışı güdülenmeleriyle muhatap olduğumuz anlamına gelir; birey olarak insanı, toplumun bir üyesi olarak insandan ayırmak mümkün değildir. Bu yapılacak olursa, sonuçta ikisi de anlaşılamaz.
Sayfa 111 - Öteki Yayınevi (1. Basım)Kitabı okudu
Reklam
"Çiçekleri çok sevdiğini söyleyen birinin bahçesindeki çiçekleri sulamayı sürekli unuttuğunu görürsek bir süre sonra onun çiçeklere olan sevgisine inanmayız.Zira gerçek sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etken ilgiden başka bir şey değildir."
Mutluluk pantolona işemek gibidir,ıslaklığını herkes görür; ama sıcaklığını yanlız sen hissedersin...
"Sapere aude - Bilme cesaretini göster -"
Freud'un düşüncesine göre akıl, yaşama anlam vermek, yanılgılardan(ki Freud'a göre dinsel öğretiler bunlardan sadece biriydi) kurtulmak, engelleyici otoritelerden kurtulup kendi otoritemizi kurmak için elimizdeki tek araç veya silahtır. Freud'un akla olan bu inancı, gözlemlenebilir olguların karmaşası ve çeşitliliği içinde kurumsal gerçeği bir kez yakaladığında, gerçeğin peşinde dur durak bilmeyen arayışının temeli olmuştur. Sonuçlar sağduyu açısından saçma görünse bile bu, Freud'u rahatsız etmemiştir. Aksine, düşüncesine, rahatlığın ve deliksiz bir uyku çekme arzusunun yön verdiği alaycı ayaktakımı, inanç ile fikir, akıl ile sağduyu, gerçek ile mantığa bürüme arasındaki farkın önemini vurgulamış oluyordu sadece.
Freud'un büyük bir kısmını başkalarından ve muhtemelen kendisinden bile gizlediği, annesine olan bu güçlü bağlılığı yalnızca onun kişiliğini anlamak açısından değil, ayrıca en temel keşiflerinden biri olan Oedipus Kompleksi'ni değerlendirmek açısında da çok büyük önem taşımaktadır. Freud, anneye duyulan bağlılığı -gayet akılcı bir tarzda- küçük oğlun en yakın olduğu kadına karşı kapıldığı cinsel çekim üzerinde temellendirerek açıklar. Ancak onu kendi annesini olan bağlılığının yoğunluğu ve kendisinin bunu bastırma eğilimini göz önüne alırsak, Freud'un insandaki en güçlü çabalardan birini, yani Annenin bakımı, korunması ve tüm benliği kapsayan sevgisi ve onayını istemeyi, küçük bir çocuğun içgüdüsel ihtiyaçlarını Anne aracılığıyla tatmin etmeye dönük daha sınırlı isteği diye yorumlamasını anlamak mümkündür. Freud insanda var olan en temel uğraşlardan birini keşfetmişti: Anneye, yani rahme, doğaya, birey öncesi ve bilinç öncesi varoluşa bağlı kalma isteği.
Reklam
Freud'un güvensizliği başka biçimlerde de kendini açığa vuruyordu. Bunlardan en belirgin olanı tren yolculuğuyla ilgili korkusudur. Treni kaçırmamayı garantiye almak için istasyona tren kalkmadan bir saat önce giderdi. Her zaman olduğu gibi, böyle bir belirtiyi analiz edeceksek, onun sembolik anlamını kavramamız gerekiyor. Yolculuğa çıkmak çoğu zaman yuvanın ve annenin sağladığı güvenliğini terk etmenin, bağımsızlaşmasının, köklerinden kopmanın sembolüdür. Bundan dolayı annesine güçlü şekilde bağlı insanlar için yolculuk tehlikeli, çok özel tedbirler almayı gerektiren bir girişim olarak değerlendirir.
345 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.