Kafka yayınlarından seçtiğim ikinci kitap, Sihirli Fıçı oldu. Açıkçası bu okuma serüveni de istediğim gibi gitmedi. Hatta okuma hızımı baya yavaşlattı diyebilirim. 13 öyküden oluşan kitabı kendime hedefler koyarak zor okudum. Belki yanlış zamandı belki bana uygun öyküler değildi ama bir şekilde mutsuz son diyebiliriz.
Kitapta, mülteciler, göçmenler, pazarlamacılar, turistler, hırsızlar gibi belli başlı grubu ele alan öyküler anlatılmış. Genelde kasvetli şehirler ve kasvetli kurgular vardı. Suçluluk, iyi niyetin suistimal edilmesi, kalp kırıklıkları gibi duyguları yansıtmaya çalışan öyküler okuyoruz ama bana duygu geçişi hiç olmadı. Ben ne öyküye tam odaklanabildim ne o mutsuzluk ve hüzün bana geçti yani baya baya zor bir okuma oldu benim için. Niye bırakmadın diye sorabilirsiniz açıkçası kitapları yarıda bırakan bir insan pek değilim. Özellikle öykü kitaplarını beni yakalayacak bir öykü vardır diye sonunu getirmeye çalışırım.
Benim yıldızım barışmadı ama sizin sevdiğiniz bir kitapsa altına yazabilirsiniz. Ya nasıl sevmezsin şurası şöyle güzeldi böyle güzeldi diyebilirsiniz. Ya da bence de kötüydü hatta az bile söylemişsin diyenleri de bekliyorum.
Böylece Freeman, tamamen tatmin edici olmasa da bir karar verdi; onu rahatsız eden, Yahudiliğini inkâr etmek değildi, ne de olsa Yahudilik ona baş ağrısından, aşağılanmaktan, mutsuz olmaktan başka bir şey getirmemişti.
"Ama sence bu genç kız aşka inanmıyor mudur?" Leo tedirgindi.
Salzman kahkahayı basacaktı ama kendini tuttu ve ciddiyetle,
"Aşk doğru insanla gelir, daha öncesinde değil," dedi.