Penceremi geceye açıyorum
İçimi birden
Bir sıkıntıdır alıyor
Bir sigara yakıyorum
Bir şeyler diyecek gibi oluyorum
Bütün gece sabaha kadar
Bir şeyler diyecek gibi
Çaresiz bekleyeceğim
Biliyorum
Ne etsem seni alışkanlığım
Bir kelime arıyorum dilimin ucuna
Bir kelime gelsin takılsın
Sabahtan başlasın
Bütün sokaklarda
Bütün parklarda
Bütün kahvelerde
Akşamlara dek
Bir kelime dilimin ucunda
Varla yok arası
Işık gibi
Takaların sesinde denizden gelen
Bir kadın süzüldü yalınayak
Kapıdan mı pencereden mi anlamadım
Sana verecek neyim var dedi
Sana verecek neyim var dedim
Bir sabah ellerin cebinde çık evinden
Ceketin iskemleye asılı kalsın
Bekleyedursun dostun
Kahvede
İşe gitmekten de
Bugünlük vazgeç
Öylece dolaş çiçek kokan sokaklarında
Güzel şehrinin
Yeniden tanı gökyüzünü
Ağaçlara selam ver
Apartmanların hatırını sor
Senden başkaları için değil
Bu güzel gün
Mavi gök
İzmir'e girişini Atatürk'ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üstünde
Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasında sevgili halkının
Ayağında Anadoludan getirdiği toz
Bir inanç gözlerinde tükenmez
Alabildiğine insan kalabalığı ardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
Sevinçti ışıktı türküydü
Görseydiniz o resimde Atatürk'ü
Akşam oldu mu bir kamyon
Bütün dostları alır gider
Bir başına kor
Seni ovanın ortasında
Sonra birden kuru
Kupkuru bir rüzgâr eser
Sevdanla özleminle geçmişinle
Artık başbaşasın
Henüz ışımaya başlayan
Yıldızlara bakar bakarsın da
Bir türkü tutturayım dersin
Tutturamazsın
Öyle bir efkâr basar ki
Bıçak açmaz ağzını
Sen gece yarısından sonra eve dönüşümde aklıma gelen
Sen sabahtan birlikte odama dolan ilk aydınlık
Ne güzel kurtulmuşum artık uzun bir düşünceden
Benim için sona ermiş her türlü pişmanlık
Ne tuhaf ömrümün sonuna kadar
Kelimelerle yaşamam
Ağaçtan çok ağaç sözünü
Denizden çok deniz sözünü sevmem
Halbuki bir sabah erken uyanınca
Balkona çıkmak da güzel