Kadınlar geleneksel, kadın yoğunluklu meslekleri seçmeye devam ederse, onlarla aynı işte çalışan erkeklerin kazancı arasındaki uçurum sonsuza kadar sürecek
Yetişme tarzımıza ilişkin her şey, bize, bir başkasının parçası olacağımızı; ölene kadar mutlu evlilikle korunacağımızı, destekleneceğimizi, dibe batmaktan kurtarılacağımızı söyleyip durdu.
Erkeklere bu öz-yeterliliği bahşeden doğa değildir; eğitimdir.
Erkekler, doğdukları günden itibaren bağımsızlık için
eğitilir. Tam tersine kızlara ise bir çıkış yollan olduğu, bir gün,
bir şekilde kurtarılacakları öğretilir.
Kadın, derinlerde bir
yerlerde, hep bir başkası tarafından desteklenip geçindirilmenin
Tanrı vergisi hakkı olduğuna inanmaktadır.
Şimdi sorulması gereken soru şu; kadın hu hale nasıl geliyor?
Erkeklere yönelik öfke, bir kişilik savunması (kırk yıl önce Clara
Thompson tarafından dikkat çekilen ve beraberinde "tali kazançlar"
taşıyan bir savunma) olarak iş görebilir. Baskıcı "erkek
toplumuna" öfke duymaya yönelik genel kültürel bir eğilimin bulunduğu
durumlarda, kadın, "çağının özgürlüğü yönünde ilerlediği
yanılsamasına" kapılır. Bu da bir erkekle yakın bir ilişki
söz konusu olduğu sürece ona kabul edilebilir bir çıkış sağlar. Kadının
farketmediği şey, karşı cinsle kurulan yakın bir ilişkinin,
eski çocukluk bağımlılıklarına ilişkin tehlikeli bütün duyguları
alevlendirebileceğidir. "Kadının, erkek karşısında şu veya bu şekilde
üstünlük kazanma mücadelesi," diyor Thompson, "iç ruhsal
yapıyı yıkımdan koruma çabasıdır.” (Bakınız Clare Thompson,
"Cultural Pressures in the Psychology of Women," Psychiatry, vol.
5,-1942, sf. 331-9.)
Bu, evlendikleri erkeklerden korkmalarına ve korunma
umuduyla kendilerini erkeğin ellerine bırakmalarına yol açar.
Bu, göreceğimiz gibi, kadının entellektüel yeteneklerinin törpülenmesine
bile yol açar.
Yeni araştırmalarsa
kadınların kendi ilerlemelerine kendilerinin engel olduğuna
giderek daha çok açıklık kazandırmaktadır. Kendi özgünlüğümüzü
sabote ediyoruz. Sanki programlanmış gibi,
yüksek viteslerde söz konusu olan başdöndürücü hızlardan kaçınarak,
vites düşürüyoruz.
Ki gerçekten de programlanmışız.
Psikologlar, çocukluk döneminde öğretilen davranış ve
duygu yapılarıyla yetişkin kadının davranış yapıları ve kendine
ilişkin duygulan arasındaki ilişkiyi yakından incelemeye almıştır.
Son yirmi yıldan bu yana tablonun hemen hiç değişmediğinin
gözlenmesi şok etkisi yaratmıştır. Kızın sosyalleşme
tarzı, özgürleşip dünyada kendi yerini alması için
gerekli olan ruhsal bağımsızlık konusunda tüyler ürpertici bir
çatışma yaratmaya devam ediyor.