Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinek Isırıklarının Müellifi

Barış Bıçakçı

Sinek Isırıklarının Müellifi Gönderileri

Sinek Isırıklarının Müellifi kitaplarını, Sinek Isırıklarının Müellifi sözleri ve alıntılarını, Sinek Isırıklarının Müellifi yazarlarını, Sinek Isırıklarının Müellifi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kendi dünyamdan çıktığımda basit cümlelerin öznesi oluyorum." #barışbıçakçı #sinekısırıklarınınmüellifi
“Bir: Yoksunluk ve Özlem bizi zinde tutuyor, zamanın dışında tutuyor. İki: Arzuları doyurmak bizi pelteleştiriyor, zamanın içine atıyor.”
Reklam
Aldığımız her nefes bize kendimizi suçlu hissettiriyor, lükslerimiz ve çilelerimizle bir kum havuzunda oynuyormuşuz gibi hissettiriyor. Bir yandan suçluluk duygusuyla havuzumuzda eşelenirken bir yandan da gerçek dünyanın dev bir yumruk olarak art arda üzerimize inmesini, kurduğumuz her şeyi tuzla buz etmesini bekliyor, hatta istiyoruz.
Bir şey hissetmek ama hissetmemeye çalışmak... Başka biri olmaya çalışmak... Her zaman keder verici.
Sayfa 102Kitabı okudu
"Sevinemiyordu sağ esen eve döndüğüne Dökülüyordu işte bahara sevinen elma çiçekleri bile."
"Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz."
Reklam
Siz mi beni sevmiyorsunuz ben mi sizi sevmiyorum? Kederli bacaklarımla parantezler açıp kapatarak yürürken ben mi sizden uzaklaşıyorum siz mi benden uzaklaşıyorsunuz?
Her şey çok anlamsız! Hayat, kendi kendilerini kopyalayan dev moleküllerden başka bir şey değil. Hayat dediğimiz sadece kimyadan ibaret. Periyodik tabloyu ezberlesek yeter. Evrendeki en bol iki elementin, hidrojen ile helyumun, aynı zamanda en hafif iki element olması her şeyi açıklıyor zaten. Böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? Anlam ağırdır.... Dibe çöker. Falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar.
Halbuki sızıntı hep vardır, ip gibi, yaşadıklarımızdan, okuduğumuz kitaplardan, seyrettiğimiz filmlerden zihnimize akan bir şeyler hep vardır.
Reklam
Cemil'in bütün gün evde ruhsal söküklerle uğraştığını da biliyordu Nazlı. Ev; iplik parçalarıyla, kırpıklarla dolu oluyordu, iki ucu bir araya getirilememiş hatıralarla ve partal fikirlerle. Yaşamak bu küçük evde de eksik kalıyordu; elli dört metrekare içinde Cemil'in yetişemediği, tamamlayamadığı şeyler vardı. Sessizlikler vardı. Hissettiği şeyi tam o anda kimseye söyleyememiş Cemil'in kuytuya köşeye bıraktığı sessizlikler, yutkunmalar ve toz.
İnsan yalnızca bir beden olmayı kaldıramıyor, bu çok belli, diye düşündü Cemil. Halbuki yalnızca bedeniz ve bununla baş edemediğimiz için ruh diye bir şey icat etmişiz.
Müdürün bundan sonraki ucuz şakalarına gülmeyeceğine dair kendi kendine söz verdi: “Karahindiba tohumu değilsin, kırk beş yaşında bir adamsın."
Kitaplar bir bakıma başarılmış, tamamlanmış şeylerdir. Oysa hayat başarılamayan ve tamamlanmayan şeylerle doludur. Siz dalgaların arasında boğuşurken edebiyatçılar kıyıda güneşlenip matelerini yudumlarlar. Mate, çünkü en iyi Güney Amerikalılar kıvırıyor bu edebiyat işini
Ben dimedim Baris bey didi :)
Bilgisayarın karşısına geçen yazar oluyor. "Doğru dürüst cümle bile kuramıyorlar!"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.