Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2

Ali Fuat Cebesoy

Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2 Sözleri ve Alıntıları

Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2 sözleri ve alıntılarını, Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2 kitap alıntılarını, Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Enver Paşa.
Enver, Mustafa Kemal'i kendisine rakip olarak görür ve onu kıskanırdı. Berlin'e ataşemiliter olarak giderken de, bunun için Selanik'ten uzaklaştırılmasını istemişti. Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşları’nda da aynı düşünce ile hareket etmişti. Zaman zaman pervasız, fakat haklı uyarmalarından âdeta endişe duymuştu. Sonra onun parlamasını, kendi şöhretine gölge düşürür korkusu ile hiç istememişti. İttihatçı liderler de Enver'i desteklemişlerdi. Çanakkale'de yaptığı birbirinden parlak savaşları ister istemez halkoyuna duyurmuş, fakat Mustafa Kemal'in adını vermeye cesaret edememişti. - Çanakkale'yi ve dolayısıyla İstanbul'u kurtaran kumandan Mustafa Kemal'dir. Diyememişler, çekinmişlerdi.
Sayfa 194Kitabı okudu
Fakat şunu da ifade etmeliyim ki, Mus­tafa Kemal "Milli Misak"ın esaslarını bu tarihten on üç yıl önce, 1907'de tespit etmiş, vatanını tehlikeden kurtarmak için ne gibi çareler düşünüp bulduğunu cesaretle ortaya koymuştur.
Reklam
İran'da hürriyet mücadelesine atılanlar, büyük başarı kazanmışlardı. Muzaffereddin Şah, parlamentoyu açmak zorunda kalmıştı. Anayasa ilan edilmişti. Venizelos Girit'te aynı dava için ortaya atılmıştı. Ali Fethi: -Bizde neden böyle adamlar çıkmaz? Diye hiddetini ifade etti. Bunun üzerine nedense masada bir sükut hasıl oldu. Mustafa Kemal, derin bir düşünceye daldı. Arkadaşlardan biri neden sonra ona döndü: -Ben senin ne düşündüğünü biliyorum. Muhakkak neden ben çıkmayayım, diyorsun. Mustafa Kemal, birden atıldı: - Evet, öyle düşünüyorum, neden bir Mustafa Kemal çıkmasın? -Ne için bizden de çıkmamalı, mesela sen, mesela Ali Fuat neden bir Mustafa Kemal çıkmasın? Hem ihtilalden bahsediyoruz, hem bu kadar teşkilata sahibiz, buna mukabil, İstanbul'un tazyiklerine boyun eğiyoruz, ses çıkarmıyoruz. Sonra da İran'daki, Yunanistan'daki hürriyet hareketlerine gıpta ediyoruz. Bir başa hasret çektiğimizi söylüyoruz, ben baş olabilirim, diye ortaya atıldığım zaman herkes susuyor, sonra da ihtilalin salahiyetli kimseleri olduklarını söyleyenler bir korku içinde çekilip gidiyorlar. Bu nasıl iş? Yok öyle şey, hemen toplanmalı ve bir karar vermeliyiz.
Mustafa Kemal, görüşlerini daha ilk günlerde, İttihat­çı arkadaşlarına açıklamakta tereddüt etmemiş, fakat o da benim gibi istediği ilgiyi bulamamıştı. Ancak benden çok daha azimli idi ve sonuna kadar mücadele edecektik. Bu kuvveti kendisinde görüyordu.
Enver bir gün dostlarına: Mustafa Kemal haristir. Ne verseniz az görür, daha fazlasını ister; Kolordu Kumandanı yaparsınız Ordu Ku­mandanlığı ister, Ordu Kumandını yaparsınız, Harbiye Na­zırlığı'na talip olur. Demiştir. Belki doğrudur. Fakat Mustafa Kemal'in ih­tirası şahsi değildir; vatana hizmet aşkıdır. Ne kadar büyük vazife alırsa, memlekete o kadar büyük hizmet edeceğine kanidir. Bunun, en güzel misali, İstiklal Savaşı'nda Başku­mandanlık görevini üzerine almış omasıdır. Bu makamın kendisine verdiği yetkilerle çok büyük işler başarmış, va­tanı düşman istilasından kurtarmıştır.
Vatan ve Hürriyet'in Selanik şubesini kuran arkadaşları ikna etmiş, 27 Eylül 1907'de iki cemiyet bir­leşmişti. Mustafa Kemal: – Bu emrivakii kabul zorunda kaldım ve ben de İttiha­dın bir üyesi oldum. Dedi. Benim duyduğum endişeleri o da duymuştu.
Reklam
Çanakkale 'de yaptığı birbirinden parlak savaşları ister istemez halkoyuna duyurmuş, fakat Mustafa Kemal'in adını vermeye cesaret edememişti. - Çanakkale'yi ve dolayısıyla İstanbul'u kurtaran kumandan Mustafa Kemal'dir
Hilafet ordusunu kuran gafil nerde?
Suphi Paşa zaferden sonra Ankara'ya geldi. Gazi seyahata çıkıyordu. İstasyonda karşılaştılar. Mustafa Kemal sordu: - Paşam, ne için Hilafet Ordusu'nda kumandanlık kabul ettiniz? Suphi Paşa şu cevabı vermişti: - Size mağlup olmak için, paşam.
Mustafa Kemal içini çekerek: – Ah, Selanik, seni bir daha Türk olarak görecek mi­yim? Dedi. Baktım, ağlıyordu. O altın sarısı saçlarını okşa­dım. Teselli etmeye çalıştım. Ben, Mustafa Kemal'in, bü­tün müşterek hayatımız boyunca bu derece müteessir oldu­ğunu görmedim.
Mustafa Kemal ile beraber geçirdiğimiz, okul ve genç subaylık hatıraları burada sona ermektedir. Başımızdan siyaset fırtınaları ve aramızdan kara kedilerin geçtiği oldu. Fakat dostluğumuz asla bozulmadı. Ölünceye kadar iki yakın arkadaş olarak kaldık. Ben bu arkadaşlıktan daima gurur ve iftihar duydum. Sevgili sınıf arkadaşım, muazzez kardeşim Atatürk, nur içinde yat.
Sayfa 213Kitabı okudu
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.