Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2

Ali Fuat Cebesoy

Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2 Sözleri ve Alıntıları

Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2 sözleri ve alıntılarını, Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2 kitap alıntılarını, Sınıf Arkadaşım Atatürk - 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İran'da hürriyet mü­cadelesine atılanlar, büyük başarı kazanmışlardı. Muzaffe­reddin Şah, parlamentoyu açmak zorunda kalmıştı. Ana­yasa ilan edilmişti. Venizelos, Girit'te aynı dava için ortaya atılmıştı. Ali Fethi: – Bizde neden böyle adamlar çıkmaz? Diye hiddetini ifade etti. Hakikaten neden bizde de böyle adamlar çıkmıyor, cesaretle ortaya atılmıyorlardı? Bunun üzerine nedense masada bir sükût hasıl oldu. Mus­tafa Kemal, derin bir düşünceye daldı. Arkadaşlardan biri neden sonra ona döndü: – Ben senin ne düşündüğünü biliyorum. Muhakkak neden ben çıkmayayım, diyorsun. Mustafa kemal, birden atıldı: – Evet, öyle düşünüyo­rum, neden, neden bir Mustafa Kemal çıkmasın?
Mustafa Kemal ile beraber geçirdiğimiz, okul ve genç subaylık hatıraları burada sona ermektedir. Başımızdan siyaset fırtınaları ve aramızdan kara kedilerin geçtiği oldu. Fakat dostluğumuz asla bozulmadı. Ölünceye kadar iki yakın arkadaş olarak kaldık. Ben bu arkadaşlıktan daima gurur ve iftihar duydum. Sevgili sınıf arkadaşım, muazzez kardeşim Atatürk, nur içinde yat.
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
Ne Mutlu!
Başımızdan siyaset fırtınaları ve aramızdan kara kedilerin geçtiği oldu. Fakat dostluğumuz asla bozulmadı. Ölünceye kadar iki yakın arkadaş olarak kaldık. Ben bu arkadaşlıktan daima gurur ve iftihar duydum. Sevgili sınıf arkadaşım, muazzez kardeşim Atatürk, nur içinde yat.
Mustafa Kemal : “Dava, yıkılmak üzere bulunan bir imparatorluktan, önce bir Türk devleti çıkarmaktır.”
Enver, Mustafa Kemal'i kendisine rakip olarak görür ve onu kıskanırdı. Berlin'e ataşemiliter olarak giderkende, bunun için Selanik'ten uzaklaştırılmasını istemişti. Trab­lusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşları 'nda da aynı düşünce ile hareket etmişti. Zaman zaman pervasız, fakat haklı uyarmalarından adeta endişe duymuştu. "Sonra onun parlamasını, kendi şöhretine gölge düşürür korkusu ile hiç istememişti. İttihatçı liderler de Enver'i desteklemişlerdi. " Çanakkale'de yaptığı birbirinden parlak savaşları ister iste­mez halkoyuna duyurmuş, fakat Mustafa Kemal'in adını vermeye cesaret edememişti.
Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılaca­ğını da ve bu yıkılışın enkazı altında Türklerin ezileceğini de seziyor ve müteessir oluyordu. Diyordu ki: – Nüfusun yarısı Türk olmayan ve halbuki geniş bir saha işgal eden devletin bütün ağırlığı ve müdafaası Tür­kün omuzlarına yükletilmiş, Hıristiyan azınlıklar ise, yal­nız kendi çıkarlarını sağlamakta kalmıyorlar, komşu ve ay­nı ırktaki devletlerle birleşmek için fırsat kaçırmak istemi­yorlar. Geriye kalan Türkler ve Araplar, ayrı ayrı devletle­rin sömürgeleri haline getirilecek, Türkten başka olan un­surlar, düşman devletlerinin tarafını tutacaklar. Şu halde devlet gövdesinin çökmesiyle hasıl olacak enkazın altında ezilip perişan olmak mı, yoksa çoğunluğu Türk olan milli bir sınıra çekilerek burasını mı savunmak daha doğru ve hayırlı olacak?
Reklam
48 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.