Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hikayeler - Masallar

Sırça Köşk

Sabahattin Ali

Sırça Köşk Sözleri ve Alıntıları

Sırça Köşk sözleri ve alıntılarını, Sırça Köşk kitap alıntılarını, Sırça Köşk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?
Gözümde tüten ne şehırler, ne insanlar, ne de kırlar ve ormanlardı. Açık denizleri, etrafında duvar olmıyan, uçsuz bucaksız yerleri arıyordum. Ama ruhumuz böyle gök yüzlerinde uçup dururken birdenbire yere inip insan küçüklüğü ile karşılaşmak ne tuhaf oluyor.
Reklam
Eh, kendinizi öğrenmiş oldunuz. Dedim ya, kendi içimizde, kendimize dair bilmediğimiz o kadar çok şey var ki... Böyle vesilelerle meydana çıkıyor da öğreniyoruz. Bunlarin var olması utanılacak birşey değildir, var olduğunu öğrendikten sonra buna göre hareket etmemek yanlış, hatta korkunç olabilir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Iskenceciler...
Önüne geçmek için ne yapabilirim? Yalvarmak mı ? Asla... Ne faydası var ki? Dilimiz ayri, dünyamız ayri... Kuzunun kurda yalvarması gibi birşey olur. Çünkü bana işkence edenler de, birkaç ruh hastası bir yana, bunu sadece zulüm olsun diye, zevk almak için yapmıyorlar... Vazife diye başlamışlar... Ruhunu ekmek parasına satan her insan gibi yavaş yavaş alışmışlar, birer makine haline gelmişler. Bizi onlardan asıl iğrendiren, daha ziyade insanin böyle bir makine haline gelmesi.
Sayfa 116Kitabı okudu
Çünkü sanat, yeryüzünde ve insanlann içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı ayni hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermiye mecburdu, sanat eserinden faydalanabilecek durumda olanlar, herşeyden önce avunmak, oyalanmak istiyorlardı; sanatkarin ekmeği de işte bu tatli rüya meraklılarina bağlıydı...
Bekleyen her şey bir gün solar ve ölür. Bu bir papatya da olabilir veyahut bir umut da.
Remzi Kitabevi
Reklam
Fakat bilebileceğimiz birşey var ki, o da bu cellatların bize dost olamıyacağıdır. Bunların hepsi fena, vicdansız insanlardır demek istemiyorum. Ne gezer, onların arasında da ne müşfik aile babalan, ne vefalı arkadaşlar, ne hassas yürekli tabiat aşıklan vardır. Amma karşımızda düşman olarak vazife aldıkları andan itibaren, onlar, iradelerinin dışında bir kuvvetin oyuncağıdırlar. Cemiyet içinde aldıkları mevki ve vazifenin onlara verdiği şahsiyet, tabiatin şekil verdiği asıl benliklerini okadar gölgelemiş, seneler geçtikçe o kadar gerilere itmiş, boğmuştur ki, kendileri bile bu asil benliklerini aramağa kalksalar, herhalde içlerinde karanlık bir boşluk, bir kargaşalıktan başka birşey bulamıyacaklardır. Benimle uğraştıklari hatta bana işkence ettikleri sırada, ben onlarda bu insan tarafı aramakla meşguldüm. Evet, onlar benim fena bir kimse olmadıgıma inandıklan halde muhakkak fena bir tarafimı, kendilerince fena sayılabilecek bir tarafimi bulmağa uğraşırlarken, ben onların insanlıktan uzaklaşmış, hayvanlıktan, vahşilikten bile daha ürkütücü bir hal almış olan hareketlerinde, yüzlerinde, sözlerinde, şu her şeyi iyi ve güzel bir ahenge götürrneğe çalışan tabiatin bir eserini, bir izini arardım. Onlara hiç bir zaman kızamıyor, onlardan nefret etmiyor, sadece zavallılıklanna, daha doğrusu insanlığın bu kadar tiksinecek hale gelmesine acıyordum.
Sayfa 115Kitabı okudu
Gözümde tüten ne şehirler, ne insanlar ne de kırlar ve ormanlardı. Açık denizleri, etrafında duvar olmayan, uçsuz bucaksız yerleri arıyordum. Ama ruhumuz böyle gökyüzlerinde uçup dururken birdenbire yere inip insan küçüklüğü ile karşılaşmak ne tuhaf oluyor.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.