Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Siyah Köpekler

Ian McEwan

Siyah Köpekler Sözleri ve Alıntıları

Siyah Köpekler sözleri ve alıntılarını, Siyah Köpekler kitap alıntılarını, Siyah Köpekler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O anda beni çarpan Bernard'ın sözlerindeki adaletsizlik değil, iletişim güçlüğündeki vahşi sabırsızlık ve yataktaki sevgililerin yerini alan paralel aynaların görüntüsü oldu; yalanın içinde solgunlaşan sonsuz benzerlikleri geri yansıtıyorlardı.
Sayfa 90 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
"İşte June'la benim aramdaki fark bu. O, Parti'yi benden yıllar önce terketti, ama hiçbir zaman çatlamadı, hiçbir zaman hayalleri gerçekten ayırmadı. Bir ütopyayı diğer biriyle değiş tokuş etti. Politikacı ya da tapınakta dinsel törenleri yöneten kadın, bu hiç farketmedi, özde o uzlaşmayan biriydi..."
Sayfa 90 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Kalabalık yavaş ve aptal bir yaratıktır, onu oluşturanların herhangi birinden çok daha az zeki. Bu kalabalık, bir köpeğin sabrıyla, gerçekleşmeyeceğini hepimizin bildiği şeyi bekleyerek bütün gece ayakta kalmaya hazırdı.
Sayfa 88 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Adaletsizlik beni düzensizliğin rahatsız ettiği kadar rahatsız etmiyordu. Benim istediğim bir kışla kadar temiz, bilimsel kuramlar tarafından doğrulanmış bir toplumdu.
Sayfa 76 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Doğu Alman Hükümeti'ne karşı olan müthiş bir kuvvet, can çekişen bağlılıkların, bir çeşit nostalji olarak, çok geç keşfedileceği bir duruma ulaşmıştı; Sovyetler Birliği doğudaki uydularını kontrol etmedeki çıkarlarını kaybetmişti. Askeri alan dışında artık bir süper güç değildi ve yoğun bir şekilde Batı'nın iyi niyetine ve Alman parasına ihtiyacı vardı. Alman Birligi'nin uygulamadaki zorluklarına gelince, onlarla daha sonra uğraşılabilirdi, politik evlilik, Başbakan'a tarih kitaplarında bir yer ve milyonlarca yeni minnettar seçmenle gelecek seçimi kazanma şansını sağladıktan sonra.
Sayfa 72 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
"Durum şu ki Alman birliği kaçınılmaz bir şey. Ruslar savaş tehditlerini sürdürecekler, Fransızlar silahlarını sallayacaklar, İngilizler 'hımm' ve 'ah' diyecekler. Amerikalılar'ın ne isteyeceğini, onlara en çok neyin uyduğunu kim bilir? Fakat bunların hiçbiri önemli değil. Almanlar birleşecekler çünkü bunu istiyorlar, bunun için anayasalarındaki değişikliği yaptılar ve hiç kimse onları durduramaz. Bunu mümkün olduğu kadar çabuk gerçekleştirecekler çünkü sağduyulu hiçbir başbakan bir zaferin halefine gitmesine izin vermeyecektir. Bunu Batı Almanya'nın şartlarına göre gerçekleştirecekler çünkü bunun bedelini ödeyecek olan onlar."
Sayfa 70 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
(4/5) Hiçbir önlemimiz yoktu elbette ve o günkü cehaletimle hamileliğin kaçınılmaz olduğunu düşünüyordum. Aynı zamanda geri dönemeyeceğimi de biliyordum. Bundan dolayı acı çekiyor ama bunun yanında özgürlüğün tadına varıyordum. Bunun, suç işleyen birinin bir an için bile olsa, o suçu işlediği zaman hissetmesi gereken özgürlük olduğunu düşünüyordum.
Sayfa 55 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
(3/5) Resmi tavırlar çok sert ve cezalandırma eğilimliydi. Tabii ki hiç bir mali destek yoktu. Evli olmayan anneler toplum dışına itilmiş bir yüzkarasıydılar, nefret dolu yardımlara, kilise gruplarına ya da başka insanlara bağımlıydılar. Hepimiz bizi düz ve dar yolumuzda tutacak yarım düzine korkunç, uyarıcı öykü bilirdik. O öğleden sonra bunlar yeterli değildi, ama rüzgâr ve yağmurun bugünkü gibi şiddetle penceresini dövdüğü evin en üst katındaki bu küçük odaya çıkarken, kötü kaderimi çizdiğime emindim.
Sayfa 55 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
(2/5) Evli olmayan anneler sokaklarda yürütülüyor, onlara bakmakla görevli kuruluşlar tarafından küçük düşürülüyorlardı. Kızlar düşük yapmaya çalışırken kendilerini öldürüyorlardı. Şimdi çılgınlık gibi görünüyor, ama o günlerde hamile bir kız herkesin haklı olduğunu, çılgın olanın kendisi olduğunu ve başına gelen herşeyi hak ettiğini düşünme eğilimindeydi.
Sayfa 55 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Yaşam bir plana indirgendiğinde ya da onun ihanetine uğradığında, ahlak kurallarını olayların oluş sırasından arındırmak gerektiğinde, dinleyicileri evlerine kişiliğin gelişmesini vurgulayacak, unutulamayacak bir şeyle göndermek gerektiğinde, dönüm noktaları öykü anlatanların ya da oyun yazanların icatlarıdır. Işığı görmek, gerçeğin anı, dönüm noktası, fazla kalabalık bir hafızayı geçmişe döndürebilmek için bunları muhakkak Hollywood ya da İncil'den ödünç alıyoruz. June'un "siyah köpekler"i.
Sayfa 48 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
"Daha bitirmedim. Başka bir şey vardı. Bu tedirgin edici şeyleri düşünüyordum, ama mutluydum. Sessizlikte oturup dağların kırmızıya dönüşmesini izlemek, ipeksi akşam havasını solumaktan başka bir şey istemiyordum ve Bernard'ın da aynı şeyleri yaptığını, aynı şekilde hissettiğini biliyordum. Yani burada başka bir sorun vardı. Durgunluk ya da sessizlik değil. Reformcu sosyal demokratların vefasızlığına, şehirde yaşayan yoksulların koşullarına üzülüyorduk; tanımadığımız, o anda yardım edebilecek durumda olmadığımız insanlar. Yaşantılarmız bu yüce an için bir araya gelmişlerdi - yaşı beş binden fazla, kutsal bir yer, birbirimize duyduğumuz sevgi, ışık, önümüzdeki büyük boşluk - ama biz hâlâ bunu yakalayamıyor, içimize yöneltemiyorduk. Şimdiki zamanın içinde kendimizi özgür bırakamıyorduk. Bunun yerine diğer insanları özgürleştirmeyi düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzluğu hakkında düşünmek istiyorduk. Kendimizi maskelemek için onların sefaletini kullandık.
Sayfa 39 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Kayıt cihazı kullanmama izin vermezdi. Sanırım, aynı zamanda oranda hem sevdiği hem de rahatsız olduğu Bernard hakkında kaba şeyler söylerken rahat olmak istiyordu. Bernard ona gideceğimi bildiği zamanlar beni arar, "Sevgili oğlum, ruh hali nasıl?" diye sorardı. Bununla, Hume'un ondan sözedip etmediğini, ya da ne şekilde söz ettiğini öğrenmek isterdi. Bana gelince, June'un sık sık düşüncesizce sarf ettiği sözlerle dolu olacak kasetlerle uğraşmak zorunda olmamaktan memnundum. Örneğin, anıları yazma fikri ortaya çıkmadan çok önce, bir kez aniden sesini alçaltarak, " Bernard'ın penisinin küçük olduğunu" söylemişti. Bunu, onun tüm kusurlarının anahtarı olarak görüyordu. Bu sözü gerçek anlamında alıp yorumlamaya yönelmedim. O gün Bernard'a kızgındı, ayrıca, gördüğü tek penisin onunki olduğundan da emindim.
Sayfa 29 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Anne, Baba, Çocuklar
İki yıldan fazla bir süre boyunca çok sık olmayan ziyaretlerimi tek başıma yaptım. Jenny ve annesi yirmi dakikalık bir sohbeti bile bir zorlama olarak algılıyorlardı. June'la yaptığım dolambaçlı konuşmaların sonucunda yavaş yavaş benim yazacağım bir anı kitabı oluşturma olasılığı ortaya çıktı. Bu düşünce ailenin diğer üyelerini utanca boğdu. Jenny'nin erkek kardeşlerinden biri beni vazgeçirmeye çalıştı. Unutulmuş kavgaları gündeme getirerek, güçlükle sağlanmış anlaşmayı tehlikeye atmak isteyeceğimden kuşkulanıyorlardı. Çocuklar, anne-babalarının aralarındaki farklar gibi alışılmış bir konunun nasıl cazip olabileceğini kavrayamıyorlardı.
Sayfa 28 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
onunki derin bir değişimdi, yüzündeki dönüşümde görünen bir ruh göçüydü. Yuvarlak bir yüz nasıl oldu da böylesine uzun bir yüze dönüştü? Bu değişikliği yapan sadece yaşam olabilir miydi? Yoksa gülümseyişinden başlayıp saçlarına kadar uzanan kırışıklık ağacını yaratarak, kaşlarının üzerindeki küçük kıvrıma neden olan şey genler miydi?
Sayfa 24 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
Hiçbir bağımlılığım yoktu, hiçbir şeye inanmıyordum. Bu, şüpheci olduğum, kendimi yararlı bir şüphecilik ve akılcı bir merakla donattığım ya da bütün tartışmaları her yönden gördüğüm anlamına gelmiyordu; sadece kendimi özdeşleştirebileceğim hiçbir iyi nedenim, ödün vermeyeceğim bir ilkem, temel bir düşüncem yoktu. Varlığını tutkuyla ya da sakince savunabileceğim üstün bir varlık yoktu.
Sayfa 17 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
180 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.