Siyasi Hikâyeler
Yahya Kemal BeyatlıSiyasi Hikâyeler Sözleri ve Alıntıları
Siyasi Hikâyeler sözleri ve alıntılarını, Siyasi Hikâyeler kitap alıntılarını, Siyasi Hikâyeler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Allah'tan korkusu olmayanlar bari kuldan korksunlar, bu da bir meziyettir. "
Devlet, uysal ve uslu bendeler ister.
Sayfa 54 - İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları
Bu devlette her türlü noksânın revâcı vardır.Yalnız safdillik ve boşboğazlık,bilhassa bu noksanların ikisi bir arada aslaa geçmez.
Sayfa 18Kitabı okudu
ALİ KİRAMİ BEY
°¶° Politikaya atılacak bir gence: "Kendini iyi idare et!" demek muğlak ve noksan bir nasihattir: "İzzet-i nefisini iyi idare etmeye çalış!" demek lazımdır.
°¶° Hayatı bir istikamete gidip hedefine bir ok gibi varmış olan Lenin'in, hayatı ortasındaki kaçta kaç defa izzet-i nefsi olmadığına hükmetmek lazım gelir. Hakikat ise tam onun bir zıttıdır. Lenin seciyenin ve izzet-i nefsin timsaliydi ancak çıkmış olduğu uzun yolun üzerinde, seciyesini ve izzet-i nefsini çok üstadâne idåre ediyordu. İdare etmekle başka, lüzumsuz istikametlere sapmıyordu ve bu süretle yolunu kısaltıyordu.
Siyâsî hayat ülfetsiz olmaz. Ülfetlerin en şeditleri, hırslilan. belâlıları ise ancak bu hayatta olan ülfet yüzünden hâdiselere şahsi izzet-i nefis namına, fedakârlık etmek zaten bir kahramanlıktır. Lâkin asıl belålısı, bu hadiseler, ekseriya kabul edilen prensipler zemininde çıkar. Çıkınca nasıl fedakârlık etmeli? İşte, 1794'te Robespierre ve 1928'de Stalin'in yapamadıkları, yapamadıkları için de içine yuvarlanıp boğuldukları şey budur. Bu ihtilal adamları bu yüzden kötü oldular çünkü inkılâplarda prensibe her şeyi ve herkesi feda eden reislerin derdini kimse anlamıyor.
Devlet,uysal ve uslu bendeler ister.
Sayfa 66Kitabı okudu
Devlet, uysal ve uslu bendeler ister.
Sayfa 70Kitabı okudu
Devletin etrafında daima mevcud olan yiyici bir gürûhun her şeye mâni olduğunun farkında değil.
Sayfa 30Kitabı okudu
"Bir erkek, eğer hayatının ve idealinin kadınını bulur da onunla evlenirse, o kadın artık her gece onun olur. Böyle bir hayatın saâdeti sonsuzdur."
VEHBİ EFENDİ
¶ İmrahor Mehmed Paşa'nın Bender'e tâyin edildikten sonra yolda ferman-ı kaza'ya uğraması, Dâmat Ali Paşa'nın Mora'yı fethinden sonra Edirne'ye dönüşünde ilk giriştiği icrâattan biridir.
°¶° İşbaşında olanlar yetiştirmek istedikleri mensuplarını üç bölüge ayınırlarmış: Birinci bölük, işlerden anlayanlar, yol gösterenler, iyi rey verenlermiş; ikincisi, kendilerini ortaya atıp efendilerinin aletleri olanlarmış; üçüncüsü de efendinin ikbali etrafinda göz ku lak olanlar, ona her şeyi haber verenlermiş. İşte Vehbi, bu üçüncü takımdandı. Bu cins bendelerin en işe yararlarından olduğu yüzünden akıyordu. Mukbil sadrâzamlar ise en ziyâde bu üçüncü bölükten olan bendelerine sarılırlarmış. Mansiplarının muhafazası ekseriya kellelerinin bedenleri üstünde durmasıyla beraber gittiği için bu takıma daha fazla ehemmiyet vermeleri de elhak doğru bir tedbirdir.
¶ Çorlulu'nun katlinden sonra yerine geçen Köprülüzâde Nüman Paşa sadâreti, Köprülüler tekrar devletin başına geçmiş gibi zâhiri bir tantana ile başladığı vakit, işin künhünü bilenler de ğil az çok gözü açık ve kulağı delik olanların hepsi biliyordu ki Padişah ve devlet, sımsıkı, Dâmat Ali Paşa'nın elindedir. O, iste diğine mühür verdirir, istediğinden aldırır. Başka ne denilse lâfü güzaftır.
Vâkıa öyle de oldu. Yıldızı günden güne daha ziyâde parla yan Damat, o zamandan beri gelip geçen beş sadrâzamı dilediği gibi nasbettirdi, dilediği gün de tepesi üstü gösterdi. Hatta bu beş sadrazamın üçünü katlettirerek dehşetini cihana hissettirdi.
Tepeden inmek idi mu'tadin
Daima ehl-i kemâlin serine
N'oldu ey sâika-î dehr-i denî
Hele bir kerre de düşdün yerine
Bugün bir türlü, ertesi gün başka türlü tedbirlere yâhut da insanlara başvurmak; o tedbirler ve o insanlar mükemmel olsalar bile, bir devletin idâresinde mutlaka kötü neticeler verir. Devlet devamlı bir kudret olduğuna göre kudretli adamlar tarafından sevk edilir.
Feylesoflar milletlerin uğradıkları felaketlerin sebeplerini ararken ahlâkın bozukluğunu, geçim zarûretlerini, idârenin fesatla rını ihtilâllerin menbai olarak görürler.
İnsanların iç yüzlerini hiç bilmiyordu. Devletin başında bulunanlara her meziyetten önce bu meziyet lazımdır.
Sayfa 28Kitabı okudu
"Lâkin...Lâkin Mehmed Ali Bey insanları iyi tanımıyordu.İnsanların iç yüzlerini hiç bilmiyordu.Devletin başında bulunanlara her meziyetten önce bu meziyet lâzımdır.
Sayfa 19Kitabı okudu
Devlet devamlı bir kudret olduğuna göre kudretli adamlar tarafından sevkedilir.
Sayfa 85Kitabı okudu
HER GECE BENİMSİN
Her Gece Benimsin'de vak'a Paris'te başlıyordu. Romanın genç kahramanı, Paris'te Jön Türkler arasında bulunuyor fakat onların Türkiye hakkındaki emellerine isinamıyordu. Bir gün odasında çalışırken bir gazetecinin, ruhunu elektrik gibi çarpan sesini duydu. Gazeteci:
- Le Sultan est mort!
"Sultan öldü!" diye bağırıyordu. Gencin ruhu sarsıldı. Demek Sultan Abdülhamid ölmüştü. Paris'e firar edenlerin, yurtta hürriyet isteyenlerin büyük kâbusu sağ değildi. Fakat şimdi ne olacaktı? Bunca yıldır vatanı her şeye rağmen bu hükümdar idare etmişti. Birçok kavimden ve dinden kurulmuş bir imparatorluğu, her şeye rağmen ayakta tutmuştu. Şimdi, iç ve dış düşmanların ayaklanmasıyla, vatanda kim bilir ne korkunç vak'alar olacaktı?
İçinde bir burkulma hissetti: Jön Türklerin çok yanlış bir yolda çalıştıkları, bir rüzgâr gibi idrakine esmişti.
Bir müddet sonra öğrendi ki ölen, Sultan Abdülhamid değildir. Beşinci Murad'dır. İçine su serpilir gibi oldu. Bir müddet sonra da vatana döndü.
°¶° Hayran olarak bakarsınız da
Hulyânızı fetheder bu hâli:
Beş yüz sene sonra karşınızda
İstanbul fethinin hayali
gibiydi. Böyle güzeldi. Bu genç kız, Paris'ten dönen gence diyordu ki:
- Sultani hal'etmek tehlikelidir. Biz, bir imparatorluğuz. Açık bir liberalizm ve aşırı bir nasyonalizm, vatandaki başka kavimleri, bizim olan vatan toprakları ve milli servetlerimizle beråber bizden ayırır. İşten zararlı çıkarız. Tekâmül zamanla olmalı ve bunun için hükümdarla anlaşmalı, ona yardım etmelidir. Hükümdar'a kendinizi anlatmaya çalışın!