Siyasi Tarih-İlk Çağlardan 1918'e

Oral Sander

En Eski Siyasi Tarih-İlk Çağlardan 1918'e Gönderileri

En Eski Siyasi Tarih-İlk Çağlardan 1918'e kitaplarını, en eski Siyasi Tarih-İlk Çağlardan 1918'e sözleri ve alıntılarını, en eski Siyasi Tarih-İlk Çağlardan 1918'e yazarlarını, en eski Siyasi Tarih-İlk Çağlardan 1918'e yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnebahtı Deniz Savaşı
Kıbrıs'ın Osmanlılarca fethi, Hristiyan dünyasında büyük bir tepkiye yol açtı. Papa V. Pius'un çabaları sonucunda, tüm Hristiyanları bir Haçlı ruhu içinde birleştirmeyi amaçlayan " Sürekli Kutsal Birlik " kuruldu. Papalık, İspanya, Venedik, Malta Şövalyeleri ve İtalyan kent - devletlerinden oluşturulan filoya V. Charles'ın oğlu Don Juan komuta etti. İnebahtı Deniz Savaşı (Lepento) hilal ile haç arasındaki son büyük deniz savaşıdır ve Osmanlı donanmasının yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Cervantes, Don Quixote (Don Kişot) adlı kitabında bu savaştan "Hristiyanlar için Türklerin yenilmez olmadığını gösteren en talihli gün" diye söz eder.
1578'de 2. Selim eceliyle, 1579'da Sokullu Mehmet Paşa ise muhalifleri tarafından öldürüldü. Bu üstün yeteneklere sahip sadrazamın öldürülmesi, Osmanlı devletinde uzun sürecek olan gerileme ve yıkılma döneminin başlangıcını oluşturan en önemli olaydır.
Reklam
IV. Murat
Evliya Çelebi, Murat'ın Osmanlı padişahları arasında en acımasızı olduğunu yazar.
Osmanlı Devleti'nin 17. Yüzyılda Habsburg İmparatorluğu'na ilk yenilgisi, 1664 yılında St. Gothard'da olmuştur. Bu savaşın önemi, 17. Yüzyılda Osmanlı ordusunun ve askeri bilgisinin dönemin gelişmelerinin arkasında kaldığını açık bir biçimde göstermesidir. Otuz Yıl Savaşları sonucunda Avrupa ordularının örgütlenme, eğitim, önderlik, taktik ve malzeme açısından çok büyük deneyler ve gelişmeler kazandığı anlaşılmış, Köprülü'nün ilk başarıları ve iyimserliğine rağmen, Osmanlı ordusunun, geleneksel yöntemleriyle, çağın gerisinde kaldığı ortaya çıkmıştır.
Globalleşmenin önemli özelliklerinden biri, bu sürecin hızlanmasında enerji kaynağı durumunda olan Avrupa şiddeti ve kibiridir. Avrupalının atılganlığı ve acımasızlığı gelişmiş askeri teknolojiyle birleştiğinde, Atlantik kıyı devletlerinin önce denizlere ve sonra karalara egemen olması işten bile değildi. Avrupa'nın bu savaşkanlığı, İslam dünyası hariç, dünyanın öteki uygarlıklarının davranış kalıpları ve edilgenlikleriyle karşılaştırıldığında çok daha belirgin bir hal alıyor. Bunların hiçbir (Aztek, Maya uygarlıklarını, Kuzey Amerika Kızılderililerini, Hint ve Çin insanını düşünün) böylesine acımasızca kullanılan bir güç karşısında tutunamazdı ve tutunamadı.
Hükümetlerin askeri faaliyetleri de, globalleşme sürecinde, giderek deniz gücünün gelişmesine dayanmaya başladı. Uzak ve denizaşırı bölgelerde deniz harekâtı, pahalı olduğundan sürekli bir vergi geliri, gemi yapım ve yedek parça endüstrisi, sadık ve iyi yetiştirilmiş bir işgücü ve uzun vadeli amaçlar doğrultusunda bu unsurların işbirliği içinde çalışmasını sağlayacak bir hükümet sistemi de gerektirmekteydi. Kısaca, dünyayı dolaşacak askeri ve ticari deniz filolarını kurup sürdürecek hükümetler, artık güçlü hükümetler olmak durumundaydı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.