İletiler
"Peygamber Efendimiz'in ﷺ olmadığı bir hayat
hayatsızlıkla eş değerdir.."🌹🤍
❛❛ Kitap Tavsiyeleri:
•| 
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
•| 
Siyer-i Nebi
•| 
İslam Peygamberi
•| 
Son Peygamber Hz. Muhammed
•| 
İslami Tebliğin Mekke Dönemi ve İşkence
•| 
Siyer
Cahiliyye dönemi EvlilikleriSiyer-i Nebi
Bu evliliklerde karşılıklı neseb, soy ve sosyal denklik dikkate alınmıştır.
Cahiliye dönemi Arap toplumunda evli bir kadının kocasının uygun göreceği bir kişiyle çocuk sahibi olmak için bir araya gelmesine "istibdâ nikahı",
Bir kadının on kişiden az olmak üzere erkeklerle evlenmesine "müşterek nikah",
İki erkeğin karşılıklı olarak karılarını değiştirmelerine "bedel nikahı",
Hür olduğu için zina yapamayan bir kadının bir erkekle metres hayatı yaşamasına "Haden/Hıdn nikahı",
İki erkeğin Mehir vermeksizin karşılıklı olarak kızları veya velisi bulundukları başka kadınlarla evlenmelerine "şigar nikahı",
Üvey oğlunun, üvey annesi ile evlenmesine "Makt nikahı",
Tarafların süreli evlilik akdi yapmalarına "muta nikahı" denir.
Bu gibi evlilik çeşitleri yaygın olarak görülmüştür.
Cahiliye döneminde iki kız kardeşin aynı anda bir kişinin nikahında bulunması da evlilik uygulamaları arasında yer almıştır.
İslamdan Önce KadınSiyer-i Nebi
erkek daima kadından daha üstün ve önemli sayılmıştır. Fiziki Gücün belirleyici olduğu çöl ortamında kabilenin en önemli unsuru savaşçı olan erkeklerdir. Bu durum Arap toplumsal yapısında kadına oranla erkeğe daha çok değer verilmesi sonucunu getirmiştir.
Tabiatıyla kabileye savaşçı olarak katkı sağlayamayan kadınlar ancak yük olarak görülmüştür.
Sosyal itibarı olmayan kadın ancak erkek çocuk doğurduğu zaman aileden kabul edilir.
Çocuk sahibi olsalarda kadınların miras hakları yoktur.
Babası ölen bir çocuğun velayet Hakkı ise annenin değil ölenin erkek akrabasınındır.
Bedevi anlayışa göre dünyaya erkek olarak gelmediği için aslında kız çocuğu suçlu olarak doğmuştur. Bu inanış sebebiyle Araplar ailenin değersiz ve yüz kızartıcı üyesi kabul edilen bu çocuğun öldürülmesinde bir mahzur görmemişlerdir.
Mute SavaşıSiyer-i Nebi
Hz Peygamber sav, Hicretin 8. yılının başında(M. 629) ashabtan Haris bin Umeyr el-Ezdi'yi İslam'a davet mektubu ile birlikte Busra valisine elçi olarak göndermişti. Bizans'a bağlı olarak görev yapan Gassani Emiri Şurahbil bin Amir, Haris'i kendi kontrolündeki bölgeden geçerken yakalayıp öldürdü ve geleneksel elçilik hukukunu çiğnemiş oldu. Bu hareket Müslümanlara aleni düşmanlık demekti.
Savaş için hazırlıklarını tamamlayan taraflar Belka şehrine bağlı Mute bölgesinde Cemaziyelevvel 8 (Eylül 629) tarihinde karşı karşıya geldiler. Hz Peygamber'in (sav) atadığı komutanlar sırayla şehit edilince Halid bin Velid idareyi ele alarak başarılı bir ric'at hareketi ile Müslümanlara zaferi getirmiştir. Halid Bin Velid savaş esnasında ordunun sağ kolunu sol tarafa, sol kolunu sağ tarafa, ön taraftakileri arkaya ve arka taraftakileri öne çekmek suretiyle kendilerine takviye birlik geldiği izlenimi vermiştir.
Üç bin kişilik Müslüman topluluğun, 100.000 askere ulaştığı rivayet edilen Rum müttefik ordusu karşısında savaşıdır. Bu savaş Müslümanların Arap Yarımadası dışına doğru tertip edecekleri Fetih hareketlerinin de ilk adımıdır.
BAZI TANIMLAR:Siyer-i Nebi
Bedevilik hayatın ihtiyaçlarında zorunlu olanla yetinmektir.
Hadarilik yerleşik hayatı benimsemektir.
Kabile aynı atadan geldikleri kabul edilen ve aralarında nesep irtibatı bulunan insan topluluklarına denir.
Kabile kurallarının genel adına asabiyet denir.
Fetihten sonra...Siyer-i Nebi
Resul-i Ekrem (sav) şehirden ayrılmadan önce Ebu Süfyan'ın Kabilesi ümeyye oğullarına mensup genç sahabi Attab bin Esid'i vadiliğe getirmek suretiyle şehrin idari hayatına müdahale etmediğini göstermiştir. Attap bin Esid Hz Peygamber'in (sav) kabilesinden değil geçmişten beri Bu kabile ile rakip Hatta Hasım konumunda olan ümeyyeoğullarındandı. Bununla Allah Resulü sav geçmişteki husumetlerin iptal edildiğini bütün taraflar için yeni bir sayfanın açıldığını göstermiş oldu. Fetih ile birlikte Mekke ile Medine arasındaki düşmanlık sona ermiş artık Hicaz'da İslam'ın üstünlüğü tesis edilmişti. Mekke'nin fethi ile Medine'ye hicret de sona ermiştir. Kabe asıl misyonuna dönmüş puthane olmaktan kurtulup Tevhid inancının merkezi haline gelmiştir.
Umretü'l-KazaSiyer-i Nebi
Hicret'in 7. yılı Zilkade ayının ilk gününde Resul-i Ekrem sav. Hudeybiye Antlaşması gereği herkesin bu umreye katılması çağrısında bulundu. (Hudeybiye Barış Antlaşmasında Umre bir yıl sonraya ertelenmiştir). Bu tarih Allah Resulü'nün (sav) Hayber'den Medine'ye gelmesinden 4 ay sonrasına tekabül eder. Hayber'de şehit olan ya da vefat edenler dışında Hudeybiye'ye katılanlardan hiç kimse bu Seferden geri kalmadı. Yaklaşık 2000 Müslümanın iştirak ettiği bu ziyaret kaynaklarda Umretü'l-kaza olarak zikredilmiştir. Mekkeliler Müslümanların kaza umresi esnasında şehirlerini tamamen boşaltarak çevredeki dağlara çekilmişlerdi.
Dırar MescidiSiyer-i Nebi
Münafıklar, Tebük Seferi öncesinde yağmurlu havalarda uzak yerlerde oturan Müslümanların Mescid-i Nebevi'ye ulaşamadıkları gerekçesiyle yeni bir mescit yaptırmışlar, açılışına da Hz Peygamber'i (sav) çağırmışlardı. Münafıkların asıl gayesi Mescid-i Nebevi'ye alternatif ve de bozgunculuklarını gizleyebilecekleri bir Merkez oluşturmak ve Hz Peygamber'i davet etmek suretiyle de buraya meşruiyet kazandırmaktı. Ancak Tebük Seferi dönüşünde inen ayetlerle bu mescidin Müslümanlar aleyhine faaliyet merkezi olarak tasarlandığı ifade edilip Hz Peygamber'e (sav) buraya girmemesi emredilince, ashabtan Malik bin Duhşum ile Ma'n bin Adi ve Asım bin Adi kardeşler görevlendirilerek Kur'an'da Dırar Mescidi olarak zikredilen bu bina yıktırıldı.
Medine'deki Beni Kaynuka yahudileri:Siyer-i Nebi
Kaynuka kuyumcu anlamına gelir. Bu kabile mensupları İslam'ın başlangıcında Medine'de Kuyumculuk mesleğini icra ederlerdi. Hz Peygamberin Medine'den uzaklaştırdığı ilk Yahudi gruptur. Sebebi ise Müslümanları küçümsemeleri ve onlara karşı düşmanca tavırlar içine girmeleridir.
Zahiri sebep ise bir grup Yahudinin, çarşılarında alışveriş yapan Müslüman bir kadına karşı gerçekleştirdikleri taciz hareketidir. Onların yaptıklarına şahit olan bir Müslümanın olayın müsebbiplerinden birini öldürmesi, kendisinin de orada bulunan başka kaynukalı yahudiler tarafından şehit edilmesidir.
Hudeybiye Antlaşması'nın Müslümanlara kazandırdıklarıSiyer-i Nebi
1- Güneyde Mekke ile anlaşan Müslümanlar kuzeyde bulunan Hayberli Yahudilerle mücadele fırsatı buldular.
2- Mekke müşriklerinin ilk kez Müslümanları siyasi bir muhatap olarak kabul etmeleri, hukuken tanımış olmaları
3- Diğer Arap kabilelerinin Kureyş otoritesi konusunda şüpheye düşmeleri
4- Kureyş nüfuzundan çekinerek Müslümanlarla ilişki kuramayan bazı Arap kabileleri bu anlaşmayla birlikte Medine ile daha rahat bir şekilde irtibata geçmiştir.
4- Hudeybiye Antlaşması'ndan Mekke'nin fethine kadar geçen yaklaşık iki yıllık zaman zarfında İslam'a girenlerin sayısı, tebliğin başlangıcından o döneme kadar geçen sürede Müslüman olanlardan kat kat fazladır.
5- Antlaşma, Savaş şartları ve psikolojisini ortadan kaldırdığı için kureyşliler Müslümanlar ve İslamiyet hakkında daha sağlıklı düşünme ve değerlendirme yapma fırsatı bulmuşlardır.