"Her zaman en korkulan kişiler soru soran kişilerdir. Sorulara cevap vermek o kadar sakıncalı değildir. Tek bir soru bin cevaptan daha güçlü olabilir..."
"Sokrates, insanın inandıklarının tersini yaparak mutlu olamayacağına inanıyordu. Ve nasıl mutlu olacağını bilen insan, mutlu olmaya çalışır. Dolayısıyla neyin doğru olduğunu bilen insan doğru davranmak zorundadır. Çünkü hiç kimse mutsuz olmayı istemez, değil mi?"
Yaşayan bir gezegeniz biz Sofie! Evrende yanan bir güneşin etrafında dönen büyük bir yelkenliyiz. Ama herbirimiz de yaşam denizinde yelken açmış, genlerle yüklü bir gemi. Eğer bu yükü bir sonraki limana ulaştırabildiysek, boşuna yaşamadık demektir.
İ.Ö. 350 yıllarında yaşamış olan Çinli bilge Chuang-Tzu kendini kelebek olarak görmüş rüyasında ve uyanınca sormuş kendi kendine: ''Acaba ben rüyasında kelebek olan bir insan mıyım, yoksa şimdi rüya görüp kendini insan sanan bir kelebek mi?''
Antisthenes'in öğrencisi olan Diogenes'in bir fıçıda yaşadığı ve bir aba, bir değnek ve bir ekmek torbasından başka bir şeye sahip olmadığını anlatır (Bu durumda mutluluğu elinden çekip almak da pek kolay değildi tabii!). Bir gün Diogenes fıçının önünde güneşlenirken, Büyük İskender onu ziyarete gelmiş. Bu bilge insanın karşısına geçip bir isteği var mı, diye sormuş İskender, isteğini hemen yerine getireceğini söylemiş. Diogenes de, bir adım yana çekil de, güneşimi kesme demiş İskender'e. Böylece bu büyük komutandan bile daha zengin ve mutlu olduğunu göstermiş. İstediği her şeye sahipmiş ne de olsa.
Çocuklar için dünya ve dünyadaki her sey yenidir, ilginçtir. Büyükler içinse durum hiç de böyle değildir; büyüklerin çoğu için dünya sıradan bir şeydir.
Filozoflarsa diğer büyüklerden farklıdır.Bir filozof dünyaya alışmayı bir türlü beceremez.Dünya onun için hala akil almaz bir şey, evet, hala sırlarla dolu, gizemli bir şeydir.Filozoflarla küçük çocukların en önemli ortak yanları budur; bir filozof ömrü boyunca duyarlı bir çocuk olarak kalır da diyebilirsin sen buna.
Felsefenin çok heyecanlı bir şey olduğunu düşünüyordu Sofi. Çünkü tüm bu fikirleri, okulda öğrendiklerini hatırlamasına hiç gerek olmadan, sadece kendi aklını kullanarak izleyebiliyordu. Felsefenin aslında öğrenilecek bir şey olmadığı, olsa olsa felsefi düşünme tarzının öğrenilebileceği kanısına vardı.
Kendimi oldukça bileşik hissettiğimi itiraf ediyorum. Örneğin sağı solu belli olmaz biriyimdir. Ve bir şeye karar vermekte zorlanırım hep. Ayrıca, aynı kişiyi hem sevip hem de nefret edebilirim ondan.
''Her şey akar demişti.'' Demokritos, her şey hareket halindedir ve hiçbir şey sonsuza dek kalmaz. Bu yüzden de ''Aynı ırmağa iki kez giremeyiz.'' Çünkü ikinci kez ırmağa girdiğimde ben de değişmiş bulunuyorum, ırmak da.