Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Atatürk'ten Hatıralar - 1

Sofra Sırları

Kahraman Yusufoğlu

Sofra Sırları Gönderileri

Sofra Sırları kitaplarını, Sofra Sırları sözleri ve alıntılarını, Sofra Sırları yazarlarını, Sofra Sırları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Memleketin kalkınması işi ilham işi değil, ilim işidir. Kalkınmanın nasıl olacağını da düşünmek ilim adamlarının işidir. Bunu sizler göstereceksiniz. Hükümet te bu yolda yürüyecekler.
Takvimler,1923'ü gösteriyor. Adres, numara 248, Kordon, Naim Palasın ikinci katındaki Cumbada Mustafa Kemal oturuyor. Fazla yemeği sevmez. Önünde yine leblebi var. Garson olan Rum çocuk titriyor. Atatürk, şefkatli bir ses tonuyla sesleniyor: -Vre Dimitri, gel bakayım. -Buyur pasam, diyor. Ş'lere dili dönmeyen, kırık dökük Türkçesiyle. -Sizin Kosti geldi mi buraya? (Kosti, İşgal sırasında İzmir'e gelen Yunan kralı Konstantin'e verdiği isim.) -Geldi pasam... -Oturdu mu bu masaya? -Oturdu pasam. -Güneş batarken rakı içti mi? -İçmedi pasam. -E o zaman sormadın mı çocuk, ne halt etmeye almış İzmir'i?
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
192 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İlgi çekici detayların olduğu ve içerik görselleri ile zenginleştirilmiş güzel bir kitap. Her sayfada bulunan ay ve yıldız sembolünün büyüleyici duruşu ve Atatürk'ün silüeti de harika duruyor.
Sofra Sırları
Sofra SırlarıKahraman Yusufoğlu · Yılmaz yayın · 201180 okunma
Atatürk günde en az 10-15 fincan kahve içerdi. Günlük sigarası ise iki paketi geçerdi. Atatürk sofrasında özellikle rakı ve bira içiyordu. Ancak ölçüsünü kaçırmıyor ve sarhoşluktan hoşlanmıyordu.
Tatlılarla arası iyi olmayan Atatürk, Gül reçeli severdi. Soğan, sarımsak, pastırma gibi kokulu yiyecekleri ise sevmezdi. Meyvelerden ise en çok sevdiği kavundu.
Gel Gitme Kadın
Yıl 1934 Çankaya Köşkü'nde bir akşam, Atatürk'ün sofrasının müdavimi konukları.... Atatürk'ün sevdiği şarkılar söylenmektedir... O sırada saz heyeti Selahattin Pınar'ın "Gel Gitme Kadın" şarkısını çalıp söylemeye başlar... Atatürk birden durgunlaşır ve susup şarkıyı dinler... Atatürk başını tabağa eğer, gözlerinden yaşlar süzülür. Göğsüne doğru akarak gömleği ıslatır.
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
Sofra da yaşananlar
Kitap 190 sayfalık 1 günde okuyabileceğiniz akıcı ve sade yazım anlatım ile yazılmış güzel bir kitap. Mustafa Kemal Atatürk'ün sofrasında yaşananları kısa kısa anlatmış
Sofra Sırları
Sofra SırlarıKahraman Yusufoğlu · Yılmaz yayın · 201180 okunma
Atatürk'ün 14 Ekim 1925'te İzmir Kız Öğretmen Okulu'nu ziyareti sırasında öğrencilerin "Hayatta müzik gerekli midir?" sorusuna verdiği yanıt: - Hayatta müzik gerekli değildir, çünkü hayat müziktir. Müzikle ilişkisi olmayan canlılar insan değildir. Eğer söz konusu olan insan hayatı ise, müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten var olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir. Yalnız müziğin şekli düşünceye göre değişir.
Padişahlar Gizli İçerdi, Ben Açık İçiyorum!
O zaman Atatürk, karşısında coşan, sevgi gösterisi yapan halka doğru kadehini kaldırarak şöyle konuştu: - Vatandaşlarım... Buna rakı derler. Vaktiyle padişahlar gizli içerdi. Ben açık içiyorum. Siz de benimle beraber içiyorsunuz. Neticede unutmayın ki, ben de sizin gibi insanım.
Sayfa 131Kitabı okudu
Vatan kurtulduktan, ülke bir düzene kavuştuktan sonra Atatürk rakı içmeye başlar. Ancak hiçbir zaman bağımlı olduğu söylenemez. Bu durumuna ispat olarak Nutuk'un yazıldığı süre boyunca içki içmemesi de gösterilebilir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Açın Kapıları, Millet Görsün
Atatürk kadar iç ve dış, özel ve resmî yaşayışı birbirine karışan, iç içe giren, hatta birbirinden ayrılmayan belki pek az tarih adamı vardır.
Sayfa 106Kitabı okudu
İngiliz Kralı Şerefine Verilen Ziyafet
Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemeklerde halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a eğilerek: -Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim!, dedi. Bütün sofradakiler Atatürk'ün zekâsına hayran oldular. Atatürk garsona da vazifene devam et emrini verdi.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu anlatıyor:
Atatürk, mesut bir adam değildi. Beşeriyetinin makûs mukkadderatını değiştirmek, imkân dünyasının hudutlarını kendi hudutsuz hülyalarına göre genişletmek isteyen bütün ideal fedaileri, bütün gerçek kahramanlar ve gerçek evliyalar gibi bedbaht ve mustaripti. Zira "hakikat"le "hayal"in, "irade"yle "imkan"ın dinmek bilmeyen ezeli muharebesi bütün şiddetiyle onun ruhunda cereyan ediyor, onun ruhunu kasıp kavuruyordu.
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.