Bu kitabı abartabilir miyiz? Hemen!
Sarah Jio denildiğinde akla Böğürtlen Kışı, Mart Menekşeleri falan geliyor direkt. Neden? Bu kitap varken, Sahildeki Kulübe varken neden? Aşırı güzel, kurgusu, konusu mükemmel bir kitap. Nasıl daha fazla kişi bunu okumamış ve duymamış aklım almıyor doğrusu.
Sarah Jio'nun kitaplarını bilmeyen yoktur. Bilmeyenler varsa diye kısaca üslubundan, yazış stilinden bahsedeyim.
Olaylar genelde geçmiş gelecek şeklinde birbiriyle bağlantılı konular üzerinden gidiyor. Bu da öyle bir kitabı. Pena yayınlarının çevirisi de güzel ben beğendim. Yalın bir anlatımı var, dili sizi yormuyor. Birkaç saatte okunup bitirilebilecek bir kitap asla zorlamaz okurken.
Yine gizemlerle dolu bir kitap olduğu için yoğun bir merak duygusuyla bir çırpıda bitiyor. Keşke keşke daha uzun olsa saatlerce başından kalkmadan okuyabilirim. Her Sarah Jio okuduğumda bu en sevdiğim kitabı diyorum aslında saçma olacak ama "Bu en sevdiğim kitabı!!!!".
Konusundan asla bahsetmek istemiyorum ama Leydi Anna'nın hikayesi sizi paramparça edecek hazır olun!
Ve bu kitabı elime alana kadar varlıklarından bir haber olduğum kamelyalar... Keşke sizlerle dolu bir bahçem olsa.
Sevgiyle, kitapla kalın.