15 yaşında tecavüze uğramış, ailesi tarafından sahip çıkılmamışken birde namus temizleme cehaletiyle tecavüzcüsüyle evlendirilen, şiddete ve çok zor bir hayata mahkum edilen, yaşadıklarının ağırlığıyla paranoid şizofren tanısı konulan bir kadını Songül'ü anlatıyor bu kitap.
.
Kitabın konusu ilgili o kadar çok söyleyeceğim şey var ki, ama ciğerimden boğazıma kadar yumru halinde sözcüklerim. Dökemiyorum yazıya hoş dökebilsemde yetersiz kalacak cümlelerim...
Tecavüz edilen masumların canına kıymaları ya da tecavüzcüsüne kadın edilmeleri, ailesindeki erkeklerin adları çıkmasın diye kızını uçurumdan atan sözde atalar ve susan analar...
Cehaletin yenik düştüğü nice acı gerçeklerimiz.
Bu acı gerçeklerle işkenceye maruz bırakılan kadınlar sustukça bittikçe yerine yenileri gelecek.
Haberlerde gördükçe kızıyoruz lanet okuyoruz peki durumun değişmesi için ne yapıyoruz? Hangi çareleri arıyoruz?
Artık ama ha deyip bir ayağa kalmak lazım!
Bu acıları kilim altları almaz oldu.
.
8 Mart arifesinde olduğumuz şu günlerde kadınlar gününe farkındalık ithafı olsun bu kitap diyeceğim ama çok acı ki aramızda olmayan kadınlar var üstelik sadece kadın oldukları için, canlarından oldukları için bu yıl 8 Mart'ı göremeyecek kadınlar var. Ne yazık ki çokta kutlanısı bir 8 Mart'ımız yok elimizde.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü birazcık düşünün isterseniz!
.
Yazarımızı farkındalık yaratmak adına böyle bir kitap yazdığı için bir kadın olarak tebrik ediyor, teşekkürlerimi sunuyorum.
Kaleminiz, başarınız daim olsun.
