Sonra Ağlarım

İklim Dora

En Eski Sonra Ağlarım Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sonra Ağlarım sözleri ve alıntılarını, en eski Sonra Ağlarım kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her insanın göğüs kafesinde bir ‘hava yastığı’ vardır...Hava yastığını, hayata karşı dimdik durabileceğin güçlü bir malzeme ile yapmalısın. Bu bazısı için iman gücü; bazısı için bilek gücüdür. Kimi inandıklarıyla ayakta kalmaya çalışır, kimi inanamadıklarıyla. Biri ruhunu güçlü tutar maneviyata akar, diğeri bedenini önemser maddiyata bakar. Bazısı için tek bir dünya vardır; bazısı ölümsüz olduğunu sanır. Kimi sadece kendini sever de egosu şişer; kimi bilir, neyi neden seveceğini ve ektiği sevgiyi biçer.
Yorgunum... İklim Dora
Yorgunum… Gönlüm yorgun, ruhum yorgun, bedenim yorgun. Kırgınım. Yorgunum… Bir acı kahve içimlik zamanda sanki boşa geçti yıllar. Kızgınım. Yorgunum… Ruhum bedenime fazla, bedenim ayaklarıma ağır, ayaklarım ise isyanda. Şaşkınım. Yorgunum… Duyulmayanı duydum, görülmeyeni gördüm, bilinmeyeni bildim, söylenmeyeni dinledim. Doluyum. Yorgunum… Kaç yüz bin tel saç var kafamdan attığım, kaç milyar nöron saklı beynimde öldürdüğüm, kaç yıl daha yaşarım bu hayatta diye düşündüğüm zamanlarda saklı endişelerim. Küskünüm. Yorgunum… Ömrümden çalan sıkıntılarımdan, beynimi yiyen kuruntularımdan ve boğulmamak için çırpınışlarımdan izler kaldı yüreğimde. Pişmanım. Yorgunum… Ömrüme hayat, hayatıma zehir katanlarım ve kalbi benimle bir atanlarım vardı. Şanslıyım. Yorgunum… Sonsuza uzanan ellerim ve uzaklara bakan gözlerimle, sonsuzluğa ulaşmaktır dileğim. Sabırsızım. Yorgunum… Yaşayamadıklarımla ya da yaşatamadıklarımla kaç küsur mevsim geçti ömrümden? Anlayamadım. Yorgunum… Aynaya bakmaktan, gülümsemeye çalışmaktan, iyi olmaya uğraşmaktan vazgeçiyorum. Sıkıldım. Yorgunum diyorum yahu… Öylece ve sadece yorgunum.
Reklam
Kısa cümleler... İklim Dora
Biliyor musun? İçime bile atamadığım şeylerim var benim yok olup giden. Saklayamadığım şeylerim var benim içime atamadığım. Bulamadığım şeylerim var benim içimde kaybolup giden. Biriktirdiğim şeylerim var benim kıyamadığım. Söyleyeceklerim var benim içimden çıkaramadığım. Hesaplarım var benim içinden çıkamadığım. Hüzünlerim var benim gizlice süzülüp giden. Gözyaşlarım var benim çukurlarca biriken. Şimdi… Kısa cümleler kurmak istiyorum ben de herkes gibi; ‘Nasılsın’ demeden nasılını anlatan, ‘Gökten iki elma düşmüş’ demeden masalını anlatan… Kısa cümleler yazmak istiyorum ben de herkes gibi başlamadan biten, Sonu belli olmayıp olacakmış gibi aldatan… Kısa cümleler söylemek istiyorum ben de herkes gibi; ‘Seviyorum’ diyemeden kalbini ağlatan, Sessizce ve kimsesizce yüreğini sızlatan… Kısa cümleler sığdırmak istiyorum ben de herkes gibi satırlara can acıtan, Oysa kelimeler tükenmiş çünkü tüm sözler söylenmiş çoktan…
Ne kadar gerçek... İklim Dora'ya bayıldım.
Son Söz Bölümünden: Tüm bildiklerini unut! Ön yargılarından arın, at gözlüklerini çıkart, etrafına alıcı gözle bak, söylenenlere can kulağını aç, şefkat ve sevgi dolu yardım elini uzat. Bir grup uzmanın dediğine göre; cinsel suçların altında yatan sebep, egemenlik ve güç sağlama hırsı imiş. Cinsel suç işleyenlerin %60’ı da çocukluklarında
Of of...
Biliyorum çok zor ama hayatını sev. İyi düşün, iyi ol ve iyi kal… Bazen geliyorlar bana da, diyorum; “Es, gürle, bağır, çağır hayata!” Sonra diyorum ; “Uyma şeytana!” Oysa… İnsandan ala şeytan mı var dünyada?! İnsanoğlu, şeytandan daha şer ve melekten daha hayırlı şeyler yapabilir. Çünkü bu kuvvet, kendisine verilmiş. Akıl, öfke ve şehevi kuvvetler insanda mevcut. Hayvanlardakiler sınırlı mesela. İnsan terakki (ilerleme) kaydetsin diye, sınırsızdır kuvveti. Lakin ‘irade’ diye bir kuvvet de verilmiş ki; şer bakımından kendi sınırını çizebilsin. Örneğin; “Ne iyi insan, melek gibi” deriz bazı güzel insanlar için. “Şeytana pabucunu ters giydirir bu!” deriz bazen de nasıl böyle kötü olabildiğine şaştığımız insanlar için. İnsan evladı, meleklerden daha ‘iyi’ ve şeytandan daha ‘kötü’ olabilir. Çünkü melek ve şeytana, sınırlı ve belirli kuvvet verilmiştir. Yapıp yapamayacağı şeyler vardır. Lakin insan, yaratılmışların ‘en üstün’ü olduğundan, iyilik ya da kötülükte hiçbir varlık onu geçemez. İşte bu yüzden; iyiliği düstur edinen bir insan bize; “Meleklerden daha melek” ya da kötülüğü hayat tarzı ve felsefesi edinen biri bize; “Şeytanın aklına gelmez bunun yaptıkları!” dedirtebilir. Oysa ‘iyi’ olmak bir zorunluluktur. İnsani kavramların içinde kendiliğinden bulunması gereken, demirbaş bir özelliktir. “Ne kadar iyi bir insan?!” diye şaşkınlık ve hayranlıkla baktığımız kişiler, aslında olması gerekeni yapıyorlar. Asıl kötülere şaşırmak lazım, nasıl böyle olabildiklerine dair!
Kadın...
Sen, yaratılmışların en özelisin; ‘İnsan’sın! Sen, insanların en özelisin; ‘Kadın’sın! Kendini Sev ve Koru! Kendini tanı. Kendine itiraf et. Çünkü; kendini sevmek ve korumak zorundasın! Kendini sev ve say. Sen kendini sevmezsen, sevilmeyi de bekleme. Sen kendine saygı duymazsan, sayılmayı da bekleme. Kendini seven ve kendiyle barışan insan, diğer insanları da sever. Güzellikleri ve güzel insan olmayı seç. O zaman, çok “güzel” bir kadın olacaksın. Sevgiyle… İklim´in Dora´n
Reklam
Hem ağladım hem güldüm
Hâlâ ne bir ses, ne bir nefes ya da minik bir canlı belirtisi var. Küçümencik bir ışık bari görebilsem umutlanacağım. Ha, yani umudumu kaybediyorum öyle mi? Elbette hayır. Umut her zaman vardır. Olmalıdır. Zaten bence ben rüyadayım canım; ama hiç böyle bomboşlukta da bulunmamıştım bir rüyada. Ne diyorum yahu ben? Sanki rüyanın senaryosunu kendim
Hangi birini paylaşayım? Bir felsefesi de var kitabın. Bir de çok gerçek.
Bakarsın ama göremezsin bazen. Bakmak ayrı, görmek apayrıdır zaten. Baktığını görebilmektir marifet olan. Bakar ve baktığını işaret edersin; ama görürsen ifade edersin. Çünkü bakmak yüzeyseldir, görürsen derinine inersin. Gözlerinle bakarsın, kalbinle ve aklınla görürsün. Çünkü bakmak göze dairdir, görmek ise bakış açına ve ruhuna. Bakar geçersin ama görür seçersin. Çünkü bakmak almaya, görmek algıya dairdir. Bakıp seyreylersin, görüp meyledersin. Çünkü bakmak izlemeye, görmek sevmeye dairdir.
Tırnağım kalmadı yemekten!
Koca tavan vantilatörü, koca kafam gibi dönüyor da dönüyor. Ne kadar içtim ki ben? Hatırlamıyorum. En son bir yetmişlik devirdiğimi biliyorum. Fakat önceden ve üstüne de cila niyetine içtiklerim var sanırım. Babam dalga geçerdi hep; “Sen de amma koftiymişsin yahu, iki kadeh bir şey içemiyorsun.” diyerek. Rahmetli muzip adamdı. Arkadaş, dost
Bir yerden sonra hiçbir şey hissetmemeye başlamıştım. Gerçi canım yanıyordu ama anlayamadığım bir şekilde duyarsızlaşmıştım. Gözümün önünden neler geçmedi ki? Derin burada olmadığı için binlerce kere şükrettim. O dayanamazdı çünkü. Minicikti, narindi. Çok incinirdi. Ona bir şey olmadığı için şanslıydım. Evet… Onun acısını yaşamak daha zor olurdu. O yüzden şanslıydım. Bedenim zaman geçince iyileşirdi nasılsa. Ruhum? Belki… Zaman neleri iyileştirmiyor ki… O da onarırdı kendini gün geçtikçe. Fakat canından çok sevdiğin birinin acısını iyileştirmek zor olsa gerekti. Şanslıydım. Ölmemiştim. Daha da iyi olacaktım gün geçtikçe. Olmalıydım. Mecburdum. Yoksa nasıl intikam alabilirdim başka türlü. Güçlenmeli, ayakta ve hayatta kalmalıydım. Teker teker ödetmeliydim bana yaşattıklarını. Kimseye söyleyemezdim. Polise gidemezdim. Uğraşamazdım senelerce mahkemelerde. Çok zengin insanlardı. Parayla her işlerini gören insanlardı. Korktum bir an evvel ceza almazlarsa diye. Cezalandırılmaları gerekliydi. Sesleri, sözleri, hisleri ne kadar pis ne kadar iltihaplı ne kadar irinliydi. Duyabildiklerim midemi bulandırıyordu. İçleri çürümüştü belli ki; ve İçi çürümüş insanları, sözcüklerinin kokusundan tanıyabilirsiniz. Onların ruhları apse yapmıştır ve iyileşmelerinin tek çaresi ise; ruhlarını bedenlerinden çekip almaktır. Ben de öyle yapacaktım. Geç de olsa tanıdığım, gerçek yüzünü merhametsizce gösteren bu insanların ruhlarını bedenlerinden çekip alacaktım! Karar verilmiştir!
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.