Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sorma Bilme Dürtüsü ve Girişim Duygusu Nasıl Yok Edilir?

Orhan Öztürk

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Çocuksu eylemleri, atılmaları, soru sormaları ve cinsel ilgileri yüzünden sık sık terslenen, korkutulan, ceza gören çocukta giderek ağır suçluluk duyguları doğuran bir üst benlik (süperego) gelişir. Bu üst benlik kimi kişilerde ilkel, acımasız, katı olabilir. Böyle bir üst benliği olan çocuk aşırı ürkek, bağımlı ve girişim duygusundan yoksun büyüyebilir. Küçük bir soruyu sormaktan, bir işe başlamaktan yalın sevişmeye dek her türlü eyleme girişmek onun için çok güç olabilir.
Sayfa 23 - türkiye bilimler akademisi yayınları, pdf
2-3 yaşlarında hızla gelişmiş olan dili, devinim dizgesi ve bilişsel yetileri (algılama, dikkat, bellek gibi) ile çocuk, açlık susuzluk gibi birincil gereksinimleri doyurulmuş olduğu anlarda, ister istemez çevrede algıladığı uyaranlar, nesneler ile, insanlarla, farklılıklarla ilgilenir, bunları tanımaya, ayırt etmeye çalışır. Çevreyi tanımağa yönelik bu ilgi giderek artar, alanını genişletir ve dört beş yaşlarında sorma-bilme dürtüsü çocuğun ruhsal yaşamında çok önemli bir itici güç olur. Artık çocuk eşeysel farklılıklardan çocuğun nereden geldiğine, oradan aya, güneşe, yıldızlara, oradan kurda, kuşa, böceğe dek bitmek bilmez soruları ile büyükleri şaşırtır, sabır ve ilgi gösteremeyenleri ise yıldırır.
Sayfa 17 - türkiye bilimler akademisi yayınları, pdf
Reklam
Osmanlılar Mısır'da dört yüz yıla yakın kalmışlar, ülkeyi yönetmişler. Mısır'daki piramitlerin nasıl bir tarihi, bunların içinde neler olduğunu sorgulayan tek bir Osmanlı çıkmış mı diye değerli Tahsin Özgüç hocaya sordum; böyle bir çalışmanın Osmanlı döneminde görülmediğini söyledi. Batılılar Anadolu'daki ören yerlerini geçen yüzyıldan beri bir yandan araştırıp bir yandan soyarken, bu yerlerin tarihini, değerini Atatürk dönemine dek hiç sorgulamamışız. İşin en acı yanı 15., 16., 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa'da neler olup bittiğini merak etmemişiz ve bu yüzden de düşünsel gelişmede insanoğlunun yaşadığı en önemli devrimleri, Yeniden Doğuşu, aydınlanma akımını yüzyıllar boyunca kaçırmışız.
Sayfa 12 - türkiye bilimler akademisi yayınları, pdf
Dr. Gökçe Cansever (1962), çocuklara, sünnetten önce ve sünnetten birkaç hafta sonra "Bir İnsan Resmi Çiz" testini uygulamış ve sünnet olayından sonra çocuğun insan resimlerinin sünnetten önceki resimlere göre küçüldüğünü saptamış. Bu araştırmaya göre, sünnet olayının kısa süredeki etkisi ile çocuğun beden imgesi küçülmektedir, yani çocuk kendisini küçülmüş algılamaktadır.
Sayfa 27 - türkiye bilimler akademisi yayınları, pdf
Einstein sorma-bilme dürtüsünü küçük, narin bir bitkiye benzetir; bu bitkinin "en önemli gereksinimi, uyaranlar ve özgürlüktür" der. Normal zekâ ve bilişsel yetileri olan çocuğun gelişim çevresinde, onun özgürlüğüne değer veren ve yeterli uyarıcılar sağlayan bir ortamda, doğal yapısında zaten var olan sorma-bilme eğilimi yeşerir, olgunlaşır.
Sayfa 36 - türkiye bilimler akademisi yayınları, pdf
Sünnet geleneğinin en az 15 bin yıllık bir geçmişi olduğu sanılmaktadır. Avustralya ve Polinezya yerlilerinden Güney Amerika yerlilerine kadar çok değişik toplumlarda uygulanmış ve uygulanmaktadır. İslamiyet öncesi Araplarda da bir gelenekti. Sünnet yaşı toplumdan topluma değişmektedir. Afrika, Avustralya, Polinezya yerlilerinde ergenlik çağında, Yahudilerde doğumdan sonra ilk 7 günde; Müslümanlarda erken çocukluk yaşlarından ergenlik çağına dek uzanan herhangi bir yaşta olmaktadır
Sayfa 28 - türkiye bilimler akademisi yayınları, pdf
Reklam
Her ne kadar çocuk daha 1 yaşından önce bile eşeysel ayrılıkları bir oranda sezinleyip, öykünme yolu ile cinsel rol benimsemesine ilişkin davranışlar gösterirse de, yaklaşık 2-3 yaşlarında eşeylik organlarındaki ayrılıkları algılayarak cinsel konulara büyük bir ilgi geliştirir. Psikanalitik kuram sorma-bilme dürtüsünün asıl bu yaşta çocuğun eşeysel organlardaki ayrımın bilincine varması ile geliştiğini açıklar.
Sayfa 18 - türkiye bilimler akademisi yayınları, pdf
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.