En büyük ruhlar en büyük erdemlere olduğu gibi en büyük erdemsizliklere de yeteneklidir; ve çok yavaş yürüyenler, eğer her zaman doğru yolu izlerlerse, gerçekte koşmalarına karşın yolun dışına çıkanlardan daha ileri gidebilirler.
Descartes, Spinoza ve Leibniz'in temel görüşlerini tanıtmak amacıyla hazırlanmış bir eser (galiba?). Aşağıda çeviri örneklerine bakarak kitabı okuyun derim...
"ikincisi araştırdığım güçlüklerin her birini olabildiği denli, ve en iyi yolda çözülebilmesi için gerekli olduğu denli çok sayıda parçaya bölmekti. 18. s
"O zaman bellek hem anlağın yardımı ile hem de yardımı olmaksızın güçlendiği için, onun anlaktan ayrı olması gerektiği, ve kendinde ve kendi için görüldüğünde anlakta ne bellek ne de unutkanlık olduğu vargısını çıkarabiliriz." 81.s
1. Burada sözünü edeceğimiz Monad bileşiklere giren yalın bir töz-
den başka birşey değildir; yalın ise parçası olmayandır. [Theod. , §
10.J*
2. Bileşik tözler olduğuna göre, yalın tözler de olmalıdır; çünkü bile-
şik olan yalın olanın bir yığınından ya da top/ağından başka birşey
değildir.
3. Ama şimdi hiçbir parçanın olmadığı yerde ne uzam, ne beti, ne
de bölünme olanaklıdır. Bu Monadlar öyleyse doğanın gerçek atom-
ları ve tek bir sözcükle şeylerin öğeleridir.
4. Çözülmelerinden de korkmamak gerekir, ve yalın bir tözün doğal-
lıkla yokedilmesine olanak verecek tasarlanabilir hiçbir yol yoktur.
[Theod. , § 89.]
5. Aynı nedenle tasarlanabilir hiçbir yol yoktur ki yalın bir tözün
doğallıkla ortaya çıkmasına olanak versin, çünkü yalın töz bileşim
yoluyla oluşturulamaz.
Yaratılmamış bir şeyin tanımı için gerekler şöyledir:
I. Şey tüm neden düşüncesini dışlamalıdır, eş deyişle, kendi var-
lığından başka birşey tarafından açıklanma gereksiniminde olma-
malıdır.
II. Tanımı verildiğinde, şeyin varolup olmadığı sorusuna yer olma-
malıdır.
III. Anlık söz konusu olduğu sürece, tanım sıfat yapılabilecek hiç-
bir adı kapsamamalıdır; başka bir deyişle, şey soyutlamalar yoluy-
la açıklanmamalıdır.
IV. Son olarak (bu çok zorunlu olmasa da), şeyin tanımından tüm
özellikleri çıkarsanabilir olmalıdır. Tüm bunlar soruna dikkat eden
biri için tam bir açıklık kazanırlar.
Bu algı türlerinden en iyisinin seçilebilmesi için,
ereğimize erişmede zorunlu olan araçları kısaca sıralamak yerinde
olacaktır.
1. Eksiksizleştirmeyi istediğimiz doğamızı sağın olarak, ve aynı
zamanda şeylerin Doğasını zorunlu olduğu ölçüde bilmeliyiz.
il. Bu yolda şeylerin aynmlarını, anlaşmalannı ve karşıtlıklannı
doğru olarak toparlamalıyız.
111. Böylece neye izin verebildiklerini, ve neye veremediklerini
sağın olarak kavramalıyız.
iV. Bu sonucu insanın doğası ve gücü ile karşılaştırmalıyız. Ve
böylece insanın erişme yeteneğinde olduğu en yüksek eksiksizlik
derecesini kolayca saptayacağız.
I. Çoğunluğun kavrayacağı yolda konuşmak, ve bize amacımıza
erişmede hiçbir engel getirmeyen herşeyi yapmak. Çünkü ken-
dimizi olanaklı olduğu ölçüde çoğunluğun kavrayışına uydurmaya
çalıştığımız sürece, ondan elde edeceğimiz üstünlükler hiç de az
olmayacaktır; dahası, bu yolda gerçekliğin dinlenmesine dost kulak-
lar kazanmış olacağız.
II. Kendimizi hazlara ancak sağlığı korumak için yeterli olduğu
ölçüde bırakmak.
III. Son olarak, yalnızca yaşam ve sağlığımızı korumamızı sağla-
maya yetecek denli para ya da başka şeyleri elde etmeye ve ama-
cımıza karşıt olmayan genel töreleri izlemeye çalışmak