Ölüm ne tuhaf; herkese sahte bir adres veriyor, sahte bir yüz, sahte bir yaşam. Bizi bırakıp gidiyor doğduğumuz gün, "Burada bekleyin, işlerimi halledip döneceğim" diyor ve söz verdiği zamanda geri geliyor.
Seni neden sevmem gerektiğini anlamam fazla uzun sürmedi. İçini görmüştüm senin, içini görmeme izin vermiştin. Bunu pek az erkek yapar. Bir kadın bir erkeğin içini görmüşse ona tutulur. Çünkü ancak içinin kapısında kilit olmayan bir erkek hakikidir.
"Yaşam ve ölüm insanın en keskin çıkışsızlığıdır. Buna karşılık kabulleniş ve kabullenişteki bilinç ise; insanın çıkışsızlığındaki fırtınanın dindirilmesidir. Bilginin koynuna girerek yener insan çıkışsızlığı. Yakaran insan değil başkaldıran insandır bilginin koynuna giren. Böylelikle salgılanan intiharın karşısında "Seni görüyorum, varlığını kabul ediyorum ama şimdilik sana ihtiyacım yok!" diyebilmeyi başaran insandır bilginin koynuna giren."
“Limana varana kadar gökyüzünü soya soya seninle gelen müzik, bütün çirkinliklerin ve bunaltıların gücünü elinden alıp onları etkisiz hale getiriyor. Anların büyüsüdür bu. Çünkü anlar sonsuzluğun çocukluğudur.”